Mersin, İhsaniye Mh. 4903 Sk. No: 20 Kat: 1 D: 4 Akdeniz  
Gsm : 0532-601-48-61 / Tel: 0324-503-44-52

Mersin Miras Avukatı

Ölünceye Kadar Bakma Sözleşmesi ve Muris Muvazaası

Ölünceye Kadar Bakma Sözleşmesi Nedir?

Ölünceye kadar bakma sözleşmesi, Borçlar Kanunu 611 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Ölünceye kadar bakma sözleşmesinin iki tarafı vardır. Bir taraf bakım alacaklısı, diğer taraf ise bakım borçlusudur. Bu sözleşmede bakım borçlusu, bakım alacaklısına ölünceye kadar bakma ve onu gözetme borcunu yüklenir. Bunun karşılığında bakım alacaklısı da bir malvarlığı veya bir kısım malvarlığı değerini bakım borçlusuna devretmeyi kabul eder.

Sözleşme, murisin sağlığında bir mirasçısı ile yapılabileceği gibi, mirasçı olmayan bir kimse ile de yapılabilir. Bununla birlikte kişi, ölünceye kadar bakım karşılığında, bakım borçlusunu mirasçı olarak atayabilir. Bu durumda sözleşme, miras sözleşmesi hükmünde olur.

Ölünceye kadar bakım sözleşmesinin yapılmasıyla, bakım alacaklısı, bakım borçlusunun aile topluluğuna katılmış olur.

Bakım borçlusu, bakım alacaklısına özellikle uygun gıda ve konut sağlamak, hastalığında gerekli özenle bakmak ve onu tedavi ettirmek zorundadır.

(Borçlar Kanunu m.614/2)

Ölünceye Kadar Bakma Sözleşmesinin Şekli

Ölünceye kadar bakma sözleşmesinin miras sözleşmesi şeklinde yapılması şarttır. Medeni Kanun 545. maddesi uyarınca, miras sözleşmesi, resmi vasiyetname şeklinde düzenlenmelidir. Bu hüküm nedeniyle, ölünceye kadar bakma sözleşmesinin noterde ve iki şahit huzurunda yapılması gerekir.

Ölünceye kadar sözleşmesinin bir bakım kurumuyla yapılması halinde ise resmi şekil aranmaz. Bu durumda yetkili makamların belirlediği koşullara uyularak adi yazılı şekilde yapılması yeterlidir.

Ölünceye Kadar Bakma Sözleşmesinin İptali

Ölünceye kadar bakma sözleşmesi, bakım alacaklısının bakmakla yükümlü olduğu kişilerin bu haklarını ihlal ediyorsa, bu kişiler sözleşmenin iptalini isteyebilir. Örneğin sözleşme nedeniyle bakım alacaklısının eşi veya çocukları nafaka alacaklarından mahrum kalırsa, eş veya çocuklar sözleşmenin iptalini isteyebilir. Bu nedenle iptal ancak dava yoluyla olur. Böyle bir davada hakim, sözleşmenin iptali yerine, bakım alacaklısının, bu kişilere nafaka ödemesine de karar verebilir.

Ölünceye kadar bakma sözleşmesi ister sağlar arası, ister mirasçı atama şeklinde yapılmış olsun; bakım alacaklısının ölümünden sonra, mirasçıların tenkis davası açma hakları saklıdır.

Muvazaa, Tapu İptali veya Tenkis

Ölünceye Kadar Bakım Sözleşmesi ve Muvazaa

Ölünceye kadar bakma sözleşmesinin, mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapılması, uygulamada çok karşılaşılan bir durumdur. Böyle bir durumda, mirasçıların muris muvazaasına dayalı tapu iptal davası açma hakları vardır.

Muvazaa; danışıklı işlem anlamına gelir. Sözleşme taraflarının asıl iradeleri farklı iken, görünürde başka bir işlem yapmaları muvazaalı işlem olarak adlandırılır. Tapu devri sonucu doğuran muvazaalı işlemler geçersiz olduğundan, tapu devrinin iptali söz konusu olur.

Aslında bağış niteliğinde olan tapu devrinin, ölünceye kadar bakma sözleşmesine bağlanması da muvazaa durumunu yaratır. Sözleşmenin yasal mirasçılardan birisiyle yapılmış olması, tek başına muvazaa olgusunu kanıtlamaya yeterli değildir. Yargıtay uygulamasında, ölünceye kadar bakma sözleşmesi eş ile yapılmışsa, bakım alacaklısının, sözleşme tarihinde özel bakıma ihtiyacı olup olmadığı üzerinde durulmaktadır. Medeni Kanun hükümleri uyarınca, eşlerin zaten birbirine karşı bakım borcu bulunduğundan, bakım alacaklısının sözleşme tarihinde özel bir bakıma ihtiyacı yoksa, eşler arasında yapılan ölünceye kadar bakma sözleşmesinin muvazaalı olduğu kabul edilmektedir.

Bakım sözleşmesinin altsoyla (çocuk veya torun) yapılması halinde ise bakım alacaklısının, özel bakıma ihtiyaç duyması olması aranmaz. Böyle bir durumda muvazaa iddiası, genel hükümler uyarınca iddiası incelenir.

Bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle mirasbırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşımaktadır. Bunun içinde ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, mirasbırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alış gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile mirasbırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır. Somut olaya gelince, mirasbırakanların tüm mal varlığına yakın bölümünü teşkil edecek nitelikteki eldeki davaya konu 13 adet taşınmazını davalılara ölünceye kadar bakım akdiyle temlik ettikleri kayden sabittir. Somut bu olgu, yukarıda değinilen ilkelerle birlikte değerlendirildiğinde mirasbırakanlar T……… ‘nin ölünceye kadar bakma aktini daha az miktarda taşınmaz devrederek sağlama imkanı varken çok fazla sayıda taşınmazları temlik etmekteki gerçek iradelerinin aslında bakım sözleşmesi yapmak değil, diğer kız çocuğu olan mirasçıdan temliki yaptığı erkek çocuğuna ve gelinine mal kaçırmak amaçlı olduğu sonucuna varılmaktadır.

( Yargıtay 1. H.D. 2013/9933 E, 2013/9763 K, 12.06.2013 T)

Bakım sözleşmesinin geçerliliği için, bakım alacaklısının özel bakıma muhtaç bulunması koşulunun aranması eşler arasında yapılan bakıp gözetme sözleşmeleri içindir. Bu da devam eden evlilik birliği içerisinde eşlerin yek değerlerini bakıp gözetmelerinin asli ve yasal yükümlülükleri bulunmaları gerektiği gerçeğinden kaynaklanmaktadır.

Çocukların babaları ile yaptıkları ölünceye kadar bakım aktinde babanın özel bakıma muhtaç olması koşulu aranmaz. Bu koşul sadece eşler arasında yapılan ölünceye kadar bakım sözleşmelerinde aranır. Bu nedenle sadece bu husus muvaazanın varlığı ve gizli bağış olduğunu kanıtlamaya yetmez.

(Yargıtay HGK 1987/1-371 E, 1988 / 51 K, 27.01.1988 T)

Tenkis

Ölünceye kadar bakma sözleşmesi, muvazaalı olmamakla birlikte, saklı pay sahibi mirasçıların bu haklarını ihlal eder nitelikte bulunabilir. Bu durumda, hakları ihlal edilen saklı pay sahibi mirasçılar, tenkis davası açabilir.

Ölünceye Kadar Bakma Sözleşmesi Nedeniyle Tapu İptal ve Tescil Davası

Ölünceye kadar bakma sözleşmesi ile mirasçı atanması veya mirasçılardan birisine terekedeki bir malın devri vasiyet edilebilir. Bu durumda, bakım borçlusu, bakım alacaklısının ölümüyle, terekeden alacaklı duruma gelir ve sözleşme konusu taşınmazın devrini isteyebilir. Devrin yapılmaması durumunda diğer mirasçılara karşı tapu iptal ve tescil davası açılmalıdır.

Ölünceye kadar bakma sözleşmesinin feshi koşulları da Borçlar Kanunu’nda düzenlenmiştir. Tarafların edimleri arasında önemli ölçüde oransızlık bulunması (BK m. 616) ya da sözleşmeden doğan borçlara aykırı davranılması veya başka nedenlerle sözleşmenin devamı imkansız hale gelirse (BK m. 617) sözleşme taraflarca feshedilebilir. Mirasbırakanın, sözleşmenin feshi hakkını kullanamadığı durumlarda, bu hak mirasçılara geçer. Bu durumda, bakım sözleşmesi gereğince devredilmiş bir taşınmaz varsa, bakım borçlusuna karşı tapu iptal davası açılması gerekir.

Mersin miras avukatı olarak hizmet veren avukatlık büromuza, vasiyetname iptali, muris muvazaası ve tenkis davası, miras sözleşmesi hazırlanması ve sözleşmeden doğan uyuşmazlıklar konusunda hukuki destek için ulaşabilirsiniz.

Mersin avukatlık büromuzun tüm faaliyet alanlarına buradan ulaşabilirsiniz: Avukat Uzmanlık Alanlarımız

Ölünceye Kadar Bakma Sözleşmesi ve Muris Muvazaası” hakkında 2 yorum

  1. Babamın iki evliliği var ve dini nikahli eşine bir arsasini ölene kdr bakım sozlesmesi ile arsasını bırakmak istiyor diğer evinide bedelini ödeyip Dr raporu ile birlikte kızına satmak istiyor diğer kardeşler dava açsa kazanabilir mi yada nasıl bir yol izlemeli çünkü ilk eşinden 9 çocuğunun haklarını vermiş

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön