Mersin, İhsaniye Mh. 4903 Sk. No: 20 Kat: 1 D: 4 Akdeniz  
Gsm : 0532-601-48-61 / Tel: 0324-503-44-52

Arabuluculuk Hukuku

Arabuluculuk

HUKUK UYUŞMAZLIKLARINDA ARABULUCULUK

1. Arabuluculuğun Temel İlkeleri:

Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu (HUAK) ile kabul edilen arabuluculuk modeli “kolaylaştırıcı arabulucu” modeli olarak tanımlanabilir. Bu modele uygun olarak Kanunun 2/b maddesinde arabuluculuğun tanımı, “sistematik teknikler uygulayarak, görüşmek ve müzakerelerde bulunmak amacıyla tarafları bir araya getiren, onların birbirlerini anlamalarını ve bu suretle çözümlerini kendilerinin üretmesini sağlamak için aralarında iletişim sürecinin kurulmasını gerçekleştiren, uzmanlık eğitimi almış olan tarafsız ve bağımsız bir üçüncü kişinin katılımıyla ve ihtiyarî olarak yürütülen uyuşmazlık çözüm yöntemi” şeklinde yapılmıştır.

Bu tanıma göre arabulucu, bir yargısal faaliyet yürütmemekte, delil toplayıp “haklı – haksız” tespiti yapmamakta ve süreç sonucunda da bir hakem veya hâkim gibi yargısal ve bağlayıcı bir karar vermemektedir. (Ancak süreç sonunda taraflarca anlaşmaya varılması sonucunda düzenlenecek belgenin arabulucu tarafından imzalanması ve sonrasında icra edilebilirdik şerhi alınması durumunda, anlaşma metni, ilam niteliğinde belge hükmünde olmaktadır.) Arabulucunun asıl görevi, taraflar arasındaki iletişimin sürmesini sağlamak ve tarafların çözüm önerileri doğrultusunda uyuşmazlığın bir anlaşma ile sonuçlanmasını sağlamaya çalışmaktadır. Sürecin usulünü de emredici hukuk kurallarına aykırı olmamak üzere taraflar serbestçe belirleyebilir. Taraflarca bir usul belirlenmemişse arabulucu uyuşmazlığın niteliğine göre bir usul belirleyerek arabuluculuk faaliyetini yürütür. (HUAK m.15)

HUAK düzenlemesine göre arabulucu ile çözüm yoluna başvurulabilecek uyuşmazlıklar kanunun 1. Maddesinde gösterilmiştir. Buna göre; HUAK “yabancılık unsuru taşıyanlar da dâhil olmak üzere, ancak tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri iş veya işlemlerden doğan özel hukuk uyuşmazlıklarının çözümlenmesinde uygulanır.” Bu düzenlemeye göre ancak özel hukuk uyuşmazlıkları için arabulucuya başvurulabilecektir. Ceza hukuku uyuşmazlıkları, arabuluculuğa konu olamaz. Uyuşmazlığın tarafları yabancı ülke vatandaşı olabileceği gibi, uyuşmazlığın konusu da yurt dışındaki bir olaya dayanabilir. Bu durum, arabuluculuğa engel teşkil etmez. Ancak “aile içi şiddet iddiasını içeren uyuşmazlıklar arabuluculuğa elverişli değildir.”(HUAK m.1/2)

Arabuluculuğun ihtiyari ve İradi Olması

Arabuluculuk ihtiyari ve iradi bir süreçtir. “Taraflar, arabulucuya başvurmak, süreci devam ettirmek, sonuçlandırmak veya bu süreçten vazgeçmek konusunda serbesttirler.” (HUAK m.3) Hâlihazırda herhangi bir uyuşmazlık için tarafları arabulucuya başvurmaya zorunu kılan bir düzenleme mevcut değildir. Bu nedenle, taraflar gerek uyuşmazlığı arabulucuya taşıma, gerekse de süreç başladıktan sonra sona erdirme konusunda serbesttirler.

Arabuluculuk süreci, gizlilik içerisinde yürütülen bir süreçtir. Arabulucu, bu süreçte kendisine sunulan belge, kayıt ve beyanları gizli tutmakla yükümlüdür. Taraflar bunun aksini kararlaştırabilir. Yine taraflar ve arabulucu sadece bu faaliyet nedeni ile hazırlanmış belgeleri ve tarafların süreç içerisindeki beyanlarını uyuşmazlıkla ilgili açılabilecek dava veya tahkimde kullanamazlar. Bu belge ve bilgiler ancak bir kanun hükmü tarafından emredildiği veya arabuluculuk süreci sonunda varılan anlaşmanın uygulanması için gerekli olduğu ölçüde açıklanabilir. (HUAK m.5)

2. Arabulucuya Başvurmada Usul:

HUAK m.13 arabulucuya başvurma usulünü, “Taraflar dava açılmadan önce veya davanın görülmesi sırasında arabulucuya başvurma konusunda anlaşabilirler. Mahkeme de tarafları arabulucuya başvurmak konusunda aydınlatıp, teşvik edebilir” şeklinde düzenlemiştir. Taraflar, mahkemeye başvurmadan önce kendi inisiyatifleri ile bir arabulucu üzerinde anlaşıp, görüşmeye başlayabilirler. Taraflardan birisi, diğer tarafı, arabuluculuk faaliyetine davet edebilir. Davet edilen tarafın daveti kabul etmesi ve taraflarla arabulucunun,  görüşme usul ve ilkeleri konusunda anlaşmaları halinde süreç başlar. Yine aynı maddeye göre “taraflardan birinin arabulucuya başvuru teklifine otuz gün içinde olumlu cevap verilmez ise bu teklif reddedilmiş sayılır.”

Taraflar dava açıldıktan sonra arabulucuya başvurma konusunda anlaşırlarsa bunu davanın görüldüğü mahkemeye bildirirler. Bu durumda mahkeme davayı üç aya kadar erteleyebilir. Tarafların birlikte başvurmaları durumunda bu süre üç ay daha uzatılabilir. (HUAK m.15/5)

Taraflar arabuluculuk toplantılarına bizzat veya vekilleri aracılığı ile katılabilirler.

Kanundaki önemli bir düzenleme de bu çözüm yolu süresinin kanunlarda belirlenen zamanaşımı sürelerine etkisi ile ilgilidir. Arabuluculuk faaliyetinin başlamasından sona ermesine kadar geçirilen sürenin, zaman aşımı ve hak düşürücü sürelerin hesabında dikkate alınmayacağı HUAK 13. Maddede açıkça belirtilmiştir. Buna göre, zaman aşımı ve hak düşürücü süreler arabulucu çalışmaları boyunca işlemeyecek, faaliyetin son bulması ile süreler işlemeye devam edecektir. Bu düzenleme ile, çözüme ulaşılamaması halinde tarafların dava açma haklarının korunması ve tarafların da arabuluculuk faaliyetine teşvik edilmesi amaçlanmıştır.

3. Arabuluculuğun Sona Ermesi:

Arabuluculuk faaliyeti;

• Tarafların uyuşmazlık üzerinde anlaşmaya varması,

• Sürecin tıkanması ve faaliyetin devamının bir fayda sağlamayacağının arabulucu tarafından tespit edilmesi,

• Taraflardan birisinin arabuluculuk faaliyetinden çekilmesi,

• Uyuşmazlığın, HUAK kapsamında arabuluculuğa elverişli bir uyuşmazlık olmadığının tespit edilmesi,

durumlarında sona erer.

Tarafların anlaşması durumunda süreç sonunda bir anlaşma belgesi düzenlenebilir. Bu belge taraflar ve arabulucu tarafından imzalanır. Bu durumda anlaşma genel hukuk kuralları çerçevesinde bağlayıcı bir sözleşme niteliğindedir.

İcra Edilebilirlik Şerhi:

Taraflar, bu anlaşma belgesine ilam niteliğinde belge özelliği ile icra edilebilirlik kazandırmak için mahkemeden icra edilebilirlik şerhi alabilirler. HUAK 18/1. Maddesine göre icra edilebilirlik şerhi vermeye görevli ve yetkili mahkeme, asıl uyuşmazlık konusunda görev ve yetki kurallarına göre belirlenecek olan mahkemedir. Eğer, taraflar dava açıldıktan sonra arabulucuya başvurmuş ise, asıl davanın görüldüğü mahkeme icra edilebilirlik şerhi vermeye yetkili ve görevli olacaktır. Yukarıda belirttiğimiz gibi, bu şerhi içeren anlaşma ilam niteliğinde belge sayılır. (HUAK m.18/2) Bir belgenin ilam niteliğinde belge olması, İcra İflas Kanunu 38. Maddeye göre bu belgenin mahkeme ilamı gibi ilamlı takiplere konu edilebilmesi imkânını sağlamaktadır.

Bkz. Yeni İş Mahkemeleri Kanunu’nda Zorunlu Arabuluculuk

Arabuluculuk Alternatif Çözüm Yöntemi

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön