Mersin, İhsaniye Mh. 4903 Sk. No: 20 Kat: 1 D: 4 Akdeniz  
Gsm : 0532-601-48-61 / Tel: 0324-503-44-52

Atanmış Mirasçı

Mirasçı Atama

Yasal mirasçılar kanunda sayılmıştır. Mirasbırakan, sağlığında ölüme bağlı tasarruf veya vasiyetname yapmamışsa; miras paylaşımı yasal mirasçılar arsında ve payları oranında yapılır. Mirasbırakan, sağlığında yapacağı miras sözleşmesi veya vasiyetname ile yasal mirasçısı olmayan kişi veya kişileri mirasçı yapabilir.

Bu yazının konusunu, mirasçı atama ve atanmış mirasçının hakları oluşturmaktadır.

Mirasçı Atama Nasıl Yapılır?

Mirasçı atama, miras sözleşmesi veya vasiyetname ile yapılabilir. Mirasbırakan birden fazla mirasçı atayabilir. Mirasçı atama şarta bağlı da yapılabilir. Bir kişinin belli bir edimi yerine getirmesi karşılığında mirasçılık sıfatını kazanacağı şeklindeki bir düzenleme, şarta bağlı mirasçı atama olur. Art mirasçı veya yedek mirasçı atama da şarta bağlı tasarrufun özel birer halidir.

Mirasbırakan, mirasının tamamı veya belli bir oranı için bir veya birden çok kişiyi mirasçı atayabilir.
Bir kişinin, mirasın tamamını veya belli bir oranını almasını içeren her tasarruf, mirasçı atanması sayılır.

(TMK m. 516)

İlginizi Çekebilir : Ölünceye Kadar Bakma Sözleşmesi

Atanmış Mirasçı

Atanmış mirasçı ve yasal mirasçılar kimlerdir?

Medeni Kanunda yasal mirasçılar, saklı pay sahibi mirasçılar ve bunların miras payları düzenlenmiştir. Yasal mirasçılar; ölenin sağ kalan eşi, alt soyu ve üst soyudur. Anne ve baba mirabırakandan önce ölmüşse, ölenin kardeşleri de yasal mirasçı olur.

Kişi ölüme bağlı tasarrufu ile kendi malvarlığı üzerinde serbestçe işlem yapma yetkisine sahiptir. Mirasbırakanın, böyle bir tasarrufla belirlediği mirasçılara atanmış mirasçı denir. Atanmış mirasçı, yasal mirasçılarla aynı haklara sahip olur.

Vasiyetname İle Saklı Pay Hakları İhlal Edilirse Ne Olur?

Ölüme bağlı tasarrufların bazı kanuni sınırları mevcuttur. Kanun, bazı mirasçılar için dokunulmaz bir miras payı öngörmüştür. Buna saklı pay denir. Ölenin saklı pay sahibi mirasçıları; sağ kalan eş, altsoy ve üstsoydur. Kardeşlerin saklı payı bulunmaz.

Saklı pay sahibi mirasçıların bu hakları ihlal edilirse, vasiyetname kendiliğinden geçersiz hale gelmez. Hak sahibi mirasçılar, itiraz etmedikçe, vasiyetname geçerlidir. Vasiyetnameye itirazın da süresi içerisinde yapılması gerekir. Aksi halde, mirasçıların itiraz hakkı da ortadan kalkar.

Vasiyetnamenin iptal şartları kanunda düzenlenmiştir. Saklı payların ihlal edilmesi, vasiyetnamenin iptaline neden olmaz. Ancak hak sahibi mirasçılar tenkis talebinde bulunabilir. Bu durumda, vasiyetname, hak sahibi mirasçıların saklı paylarının ihlali oranında uygulanamaz hale gelir.

Atanmış Mirasçının Hakları

Atanmış mirasçı, yasal mirasçılar gibi, mirasbırakanın külli halefi olarak miras ortaklığına dahil olur.

Mirasçılar, mirasbırakanın ölümü ile mirası bir bütün olarak, kanun gereğince kazanırlar.

Kanunda öngörülen ayrık durumlar saklı kalmak üzere mirasçılar, mirasbırakanın aynî haklarını, alacaklarını, diğer malvarlığı haklarını, taşınır ve taşınmazlar üzerindeki zilyetliklerini doğrudan doğruya kazanırlar ve mirasbırakanın borçlarından kişisel olarak sorumlu olurlar.
Atanmış mirasçılar da mirası, mirasbırakanın ölümü ile kazanırlar. Yasal mirasçılar, atanmış mirasçılara düşen mirası onlara zilyetlik hükümleri uyarınca teslim etmekle yükümlüdürler.

(TMK m. 599)

Ancak atanmış mirasçının saklı payı bulunmaz. Bu nedenle tenkis davası açma hakkı yoktur.

Atanmış mirasçı, mirasbırakandan önce ölmüşse, mirasçılık hakkı halefiyet yolu ile kendi mirasçılarına geçmez. Bu durumda, vasiyetname ile mirasçı atama kendiliğinden hükümsüz kalır. Mirasçı atama, ivazlı miras sözleşmesi ile yapılmışsa, atanmış mirasçının halefleri, edimin iadesini isteyebilir.

Vasiyetname ile atanmış mirasçı, diğer yasal mirasçılar gibi mirası ret hakkına da sahiptir. Miras sözleşmesi ile atanan mirasçının ise mirası reddemeyeceği kabul edilmektedir. Mirası reddetmeyen atanmış mirasçı, tereke borçlarından sorumlu olur.

Mirasçı Atama İle Belirli Mal Vasiyetinin Farkı

Mirasbırakan, ölüme bağlı tasarrufla, terekesinden belli bir malın, mirasçı olmayan bir kişiye teslimini isteyebilir. Buna belirli mal vasiyeti denir. Bu durumda, kendisine mal vasiyet edilen kişi mirasçılık sıfatı kazanmaz, tereke alacaklısı olur. Vasiyet alacaklısı, diğer mirasçılardan, yapılan kazandırmanın kendisine teslimini talep edebilir.

Belirli mal vasiyeti, mirasçılık sıfatı kazandırmadığından, kendisine mal bırakılan kişi tereke borçlarından sorumlu olmaz. Alacağından vazgeçebilir ancak mirası reddetme hakkı bulunmaz. Çünkü mirasın reddi, yasal ve atanmış mirasçılara tanınmış bir haktır.

Vasiyetnamenin Tenfizi

Atanmış mirasçının hakkını alabilmesi için vasiyetnamenin tenfizi gerekir mi?

Vasiyetnamenin tenfizi, vasiyetnameye süresi içerisinde bir itiraz yapılmadığı veya yapılan itirazların reddedildiğinin tespitidir. Belirli mal vasiyet edilmesi durumunda, vasiyetnamenin uygulanması için tenfiz işleminin yapılması gerekir. Ancak mirasçı atanması durumunda vasiyetnamenin tenfizi veya başkaca bir mahkeme kararına lüzum yoktur. Atanmış mirasçı, vasiyetnamenin açılması ile mirasçılık sıfatı ve haklarını kazanır. Bu nedenle devir ve intikal işlemlerini yapabilmek için mirasçılık belgesi yeterli olur.

Dava dilekçesinde vasiyetnamenin tenfizi istenilmiştir. Vasiyetname, muayyen mal vasiyeti niteliğinde olmayıp, mirasçı atamaya ilişkindir. Medeni Kanunun 600. maddesi muayyen mal vasiyetini kapsayıp mirasçı atanmasını kapsamaz. Atanmış mirasçılarda ise miras, miras bırakanın ölümü ile kazanılır. Mirasçı atanan kişi miras bırakanın ölümü ile tereke üzerinde doğrudan ve kendiliğinden bir ayni hak kazanır. Bu durumda, miras bırakandan intikal eden ayni hakların, atanmış mirasçı adına tescili için vasiyetnamenin yerine getirilmesi davasına dolayısıyla mahkeme hükmüne ihtiyaç yoktur. Atanmış mirasçıya, buna ilişkin mirasçılık belgesi verilmesi yeterli olup, bu nitelikteki belge ile ayni hakların bu kişi adına tapuda ( resmi senet düzenlenmeksizin tescili ) mümkündür. Davacı TMK 598/2 uyarınca Sulh Hukuk Mahkemesinden veraset ilamı alarak aynı sonuca ulaşabilecektir. O halde mahkemece davanın hukuki yarar yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerekir.

(Yargıtay 3. H.D 2010/12478 E, 2010/19947 K, 6.12.2010)

Mersin’de miras hukuku davalarına bakan avukatlık büromuza, vasiyetnameye ilişkin uyuşmazlıklar, miras paylaşımı, muris muvazaası, tenkis ve iade davası ve izaleyi şuyu davalarında avukat desteği için ulaşabilirsiniz.

Tüm uzman avukatlık alanlarımıza buradan ulaşabilirsiniz.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön