Mersin, İhsaniye Mh. 4903 Sk. No: 20 Kat: 1 D: 4 Akdeniz  
Gsm : 0532-601-48-61 / Tel: 0324-503-44-52

Hakimin evliliğe müdahalesi

Boşanma Olmadan Evlilik İçi Tedbir Kararları

Aile Hakiminin Evlilik Birliğine Müdahalesi

Evlilik sürerken aile hakiminin bazı konularda tedbir alma yetkisi vardır. Medeni Kanunda düzenlenmiş olan bu tedbirlerden gerekli olanların alınması için eşlerden birisinin talebi gerekir. Müşterek çocukla ilgili konular dışında hakimin başvuru olmadan resen tedbir kararı alma yetkisi yoktur.

Evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerin yerine getirilmemesi veya evlilik birliğine ilişkin önemli bir konuda uyuşmazlığa düşülmesi hâlinde, eşler ayrı ayrı veya birlikte hâkimin müdahalesini isteyebilirler.

Hâkim, eşleri yükümlülükleri konusunda uyarır; onları uzlaştırmaya çalışır ve eşlerin ortak rızası ile uzman kişilerin yardımını isteyebilir. Hâkim, gerektiği takdirde eşlerden birinin istemi üzerine kanunda öngörülen önlemleri alır.

(TMK m. 195)

Hakimin evlilik birliğine müdahalesinin temel kaynağını Medeni kanun 195. Madde ve devamı düzenlemeleri oluşturur. Bununla birlikte 6284 sy Kanundaki tedbirler de evlilik sürerken alınabilecek tedbirlerdir.

Aile Hakimi Müdahalesi
Aile İçi Tedbir Kararları

Evin Geçimi ve Gelir Yönetimi Hakkında Tedbirler

Eşlerden birisi evlilik birliğinin maddi yükümlülüklerini gerektiği şekilde yerine getirmiyorsa diğer eş bununla ilgili gerekli tedbirlerin alınmasını isteyebilir. Örneğin eşlerden birisinin aşırı savurgan olması, sürekli borçlanması ve hakkında icra takiplerine yol açması gibi hallerde bu tür tedbirler alınabilir. Aile hakimi başvuru üzerine;

  • Eşlerin her birinin aile geçimi için yapacağı parasal katkıyı belirleyebilir. (TMK m.196)
  • Aile giderlerine katılma yükümlülüğünü yerine getirmeyen eşin alacakları varsa, borçluların bu alacakları diğer eşe ödemelerini emredebilir. (TMK m.198)
  • Eşin, belirlenecek malvarlığı değerleri üzerinde tasarruf yetkisini sınırlayabilir. Örneğin, evin veya arabanın devrini diğer eşin rızasına bağlayabilir. Belli bir banka hesabından para çekmesini yasaklayabilir. Bu tür önlemlerin alınması halinde aile hakimi, kararı gerekli mercilere bildirilir. Bir taşınmaz hakkında tasarruf yetkisinin kaldırılması halinde karar resen tapu müdürlüğüne bildirilir ve tapu kaydına şerh edilir. (TMK m. 199)

Aile Konutu Şerhi

Aile konutu, eşlerin müşterek yaşamlarını sürdükleri konutudur. Eşler yurtdışında yaşıyor ise Türkiye’de bulunan ve geldiklerinde kullandıkları evin de aile konutu olduğu kabul edilir. Eşlerin ikamet etmemekle birlikte aile birliğine ait tek bir konutlarının olması halinde de bu taşınmaz da aile konutu sayılır.

Eşlerden her biri, birlikte yaşamakta oldukları taşınmaz üzerine aile konutu şerhi koydurabilir. Bunun için mahkeme kararına lüzum yoktur. Bu işlem, taşınmazın aile konutu olduğunu gösteren belgelerle birlikte doğrudan tapu müdürlüğünde yapılabilir. Tapu müdürlüğünce istenen belgelerin sağlanamaması halinde ise taşınmazın aile konutu olduğunun tespiti için dava açılabilir. Mahkemece taşınmazın aile konutu olduğunun tespit edilmesiyle tapuya şerh düşülür.

Bir taşınmasın aile konutu olarak tespitinin kanundan doğan hukuki sonuçları vardır. Aile konutu ile ilgili bir kira sözleşmesi varsa, eşlerden birisi, diğerinin açık rızası olmadan kira sözleşmesini feshedemez. Yine diğer eşin rızası olmadan aile konutu devredilemez veya üzerinde mülkiyeti sınırlayıcı tasarruf yapılamaz; ipotek kurulamaz, irtifak veya oturum hakkı tesis edilemez.

İlginizi çekebilir : Tahliye Taahhütnamesine Aile Konutu İtirazı

Aile konutuna malik olan eş bu taşınmaz üzerinde tasarruf etmek ister ancak diğer eş haklı bir neden olmaksızın buna rıza göstermezse, bu durumda da aile hakiminin müdahalesi istenebilir. Taşınmaz üzerinde resmi işlem yapmak isteyen eşin başvurusu haklı görülürse, aile hakimi tasarruf izni verebilir. (TMK m.194)

Eşlerin birlikte yaşadıkları konut kendilerine ait olmayıp kiracı olarak yaşıyor olabilirler. Kiralanan bu taşınmaz da aile konutu özelliği taşır. Bu durumda kira kontratının tarafı olmayan eş, kiralayana yapacağı bildirimle sözleşmenin tarafı haline gelir. Kira sözleşmesinden doğan borçlardan da diğer ile birlikte müteselsil sorumlu olur.

Mersin Avukat
Mersin boşanma ve aile hukuku avukatı

Hakimin Mal Rejimine Müdahalesi

Medeni Kanun uyarınca yasal mal rejimi, edinilmiş mallara katılma rejimidir. Eşler aralarında yapacakları sözleşme ile başka bir mal rejimini de kabul edebilirler. Bununla birlikte, eşlerden birisinin talebi ile hakim eşler arasında mal ayrılığı rejiminin geçerli olmasına karar verebilir. Bunun için haklı bir nedenin varlığı gerekir. Kanunda bu haklı nedenlerin neler olabileceği örneklenmiştir. Bunlar;

1. Diğer eşe ait malvarlığının borca batık veya ortaklıktaki payının haczedilmiş olması,

2. Diğer eşin, istemde bulunanın veya ortaklığın menfaatlerini tehlikeye düşürmüş olması,

3. Diğer eşin, ortaklığın malları üzerinde bir tasarruf işleminin yapılması için gereken rızasını haklı bir sebep olmadan esirgemesi,

4. Diğer eşin, istemde bulunan eşe malvarlığı, geliri, borçları veya ortaklık malları hakkında bilgi vermekten kaçınması,

5. Diğer eşin sürekli olarak ayırt etme gücünden yoksun olmasıdır.

Hakimin mal rejimine müdahalesi için bu nedenlerden birisinin varlığı şart değildir. Bunlar dışında da ancak haklı sayılacak nedenlerin varlığında hakim eşlerin mal ayrılığı rejimine geçmesine karar verebilir.

Aile hakiminin kararından sonra eşler her zaman mal rejimi sözleşmesiyle önceki veya yeni bir mal rejimine geçebilirler. Bununla birlikte, mal ayrılığı rejimine geçme nedeni ortadan kalkınca eski mal rejimine dönüş için aile hâkimliğine başvurabilirler. (TMK m. 208 )

Mal rejiminin tasfiyesi davaları hakkında ayrıntılı bilgi için Mal Paylaşımı Davası başlıklı yazımızı inceleyebilirsiniz.

Ayrılık Kararı, Nafaka ve Geçici Velayet

Medeni Kanun 197. maddesi uyarınca, eşlerden her biri, ortak hayat, kişiliği, ekonomik güvenliği ve aile huzuru ciddi biçimde tehlikeye düşürüyorsa ayrı yaşama hakkına sahip olur. Ayrı yaşamanın haklı bir nedene dayanması halinde ayrı yaşama kararı alan eş, aile konutunun kendisine özgülenmesi, ortak eşyalardan yararlanma, nafaka ve eşlerin mallarının yönetimine ilişkin tedbirlerin alınmasını isteyebilir. Ayrı yaşama haklı bir nedene dayanmıyorsa, diğer eş de aynı tedbirlerin alınmasını talep edebilir.

Her iki durumda da, müşterek çocuk varsa hakim velayet ve şahsi ilişki tesisi ile ilgili gerekli tedbirleri alır. Bu tedbirleri alırken velayete ilişkin genel düzenlemeler dikkate alınır.

Boşanma talebiyle açılmış bir davada da, boşanma sebebi ispatlanmış olsa da hakim boşanma yerine ayrılık kararı verebilir. (TMK m.170) Ayrılık kararı bir yıl ile üç yıl arasında bir süre için verilir. Süre sonunda ayrılık kararı kendiliğinden ortadan kalkar. Belirlenen süre içerisinde evlilik birliği tekrar kurulmamışsa eşlerden her biri boşanma davası açabilir.  Boşanma davasında mali sonuçlar konusunda ilk davada ispatlanmış olan olaylar ve ayrılık süresinde ortaya çıkan durumlar göz önünde tutulur.

Fiili ayrılık nedeniyle boşanma davaları hakkında ayrıntılı bilgi için Ortak Hayatın Yeniden Kurulmaması Nedeniyle Boşanma başlıklı yazımızı inceleyebilirsiniz.

Boşanmada Kadın Hakları
Aile İçi Şiddet

Aile Konutunun Eşlerden Birine Özgülenmesi

Aile konutunun eşlerden birine özgülenmesi yukarıda açıkladığımız ayrılık durumlarında söz konusu olur. Mahkemece verilmiş bir ayrılık kararı olmasa da, eşler arasında bir boşanma davasının bulunması ayrı yaşama için bir haklı neden oluşturur. Bu yüzden eşlerden her biri boşanma davası süresince aile konutunun kendisine özgülenmesini isteyebilir. Hakim talebinde haklı olan tarafın isteğini kabul eder.

Evlilik birliği sürerken ayrılık kararı veya boşanma davası bulunmasa da, 6284 sy Kanun kapsamında aile konutu şiddet mağduru olan eşe özgülenebilir. Uzaklaştırma kararı ve mağdur eşin geçimini sağlayacak tedbirler bu kanunda ayrıca düzenlenmiştir. Ortak konutta eşin yaşaması, diğer eşin bu konuta yaklaşmaması ve nafaka tedbiri gibi önlemlerin alınması bu kanuna göre de mümkündür.

Uzaklaştırma kararı ve 6284 sy Kanun kapsamında alınacak tedbirler hakkında ayrıntılı bilgi için Kadına Yönelik Şiddete Karşı Hukuki Yollar başlıklı yazımızı inceleyebilirsiniz.

Tedbir Kararının Kaldırılması

Belirttiğimiz tedbir kararları belli bir süre için alınabilir. Eğer kararda süre belirlenmişse, bu süre sonunda tedbir kararı kendiliğinden ortadan kalkar. Tedbir kararına neden olan sebepler hala devam ediyorsa, süre dolmadan önce, kararı veren mahkemeden sürenin uzatılması istenebilir.

Tedbir kararı süresiz olarak verilmişse, koşullar değiştiğinde eşlerden birisinin istemi üzerine mahkeme gerekli değişiklikleri yapar. Yeni koşullara göre yeni önlemler alır veya haklı sebepler ortadan kalkmışsa tedbir kararını kaldırır.

Tedbirleri Almaya Yetkili ve Görevli Mahkeme

Ailenin ve mali çıkarlarının korunması için tedbirleri almaya görevli mahkeme aile mahkemeleridir. Yetkili mahkeme ise eşlerden herhangi birinin yerleşim yerindeki aile mahkemesidir.  Eşler ayrı yerlerde yaşıyor ve ikisi de tedbir talepli başvuru yapmışsa, ilk başvuruyu yapan eşin yerleşim yerindeki mahkeme yetkili olur. Önlemlerin uygulanması, kaldırılması veya değiştirilmesi konusundaki yetki, önlem kararını alan aile mahkemesindedir. Ancak tedbir kararından sonra eşlerin her ikisinin de yerleşim yeri değişmişse yine bunlardan birisinin yerleşim yeri mahkemesi yetkili olacaktır.

Mersin Aile Hukuku Avukatı

Mersin aile hukuku avukatı alanında hizmet veren hukuk büromuzda, anlaşmalı boşanma avukatı ve çekişmeli boşanma avukatı desteği, velayet ve nafaka davaları hakkında hukuki destek sunulmaktadır. Evlilik birliği içerisinde hakimin alacağı tedbirler konusunda avukat yardımı ve hukuki danışma için avukatlık ofisimize ulaşabilirsiniz.

Evlilik sürerken tedbir nafakası alınır mı?

Evlilik sürerken tedbir nafakası alınabilir. Bunun için aile mahkemesinde ayrılık kararı verilmiş olması veya nafaka talep eden eşin ayrı yaşama hakkına sahip olması gerekir.

Tedbir nafakasının süresi ne kadardır?

Ayrılık kararı verilmesi halinde tedbir nafakasının süresi ayrılık süresi kadardır. Hakimin belirlediği bu süre sonunda tedbir nafakası kendiliğinden kalkar. Boşanma davası sürerken verilen tedbir nafakası ise boşanma kararının kesinleşmesine kadar devam eder. Boşanma kararının kesinleşmesinden sonra, mahkeme kararına göre tedbir nafakası ya yoksulluk nafakasına dönüşür ya da ortadan kalkar. Ayrı yaşama hakkına dayanan tedbir nafakasının ise bir süresi yoktur. Taraflar şartların değiştiğinde mahkemeye başvurarak nafakanın artırılmasını veya kaldırılmasını talep edebilir.

Tapu müdürlüğü aile konutu şerhi talebini reddederse ne yapılır?

Aile konutu şerhi, tapu müdürlüğüne başvuru ile konulur. Ancak bazı durumlarda müdürlük talebi yerinde görmeyerek reddeder. Bu durumda öncelikle şerh konulmak istenen gayrimenkulün aile konutu olduğunun tespiti gerekir. Bunun için aile mahkemesinde taşınmazın aile konutu olduğunun tespiti davası açılmalıdır.

Eşten izinsiz borçlanma engellenebilir mi?

Eşten izinsiz borçlanmanın engellenmesi tedbiren talep edilebilir. Bu durumda kişinin, eşinden habersiz bankalardan kredi çekmesinin önüne geçilebilir. Aile hakiminin bu yönde vereceği tedbir kararı bankalar birliğine gönderilir ve bankaların sistemlerinde görülür. Böylece hakkında tedbir uygulanan eş, diğer eşin rızası olmadan kredi çekemez.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön