Mersin, İhsaniye Mh. 4903 Sk. No: 20 Kat: 1 D: 4 Akdeniz  
Gsm : 0532-601-48-61 / Tel: 0324-503-44-52

İş Davası Avukatı/ İş Hukuku

mersin iş hukuku avukatı

İş hukuku, iş davası olarak bilinen, temelde işçi ile işveren arasındaki ilişkileri düzenleyen hukuk dalıdır. Sosyal güvenlik hukuku da, yine işçi işveren arasındaki ilişkilerden kaynaklanan, aynı zamanda kamu hukukunu da ilgilendiren, işçinin sosyal haklarını düzenleyen hukuk alanıdır. İşveren gerçek bir kişi veya özel şirket olabileceği gibi bir kamu kurumu da olabilir.

İş Davalarında, İşçi Lehine Yorumlama Prensibi

Çalışma yaşamında, işçi ile işveren arasında eşitsiz bir ilişki bulunduğundan, iş hukuku düzenlemelerinin asli amacı, ekonomik ve sosyal olarak daha güçlü konumda bulunan işveren karşısında, bu bakımlardan daha güçsüz durumda bulunan işçiyi korumak ve ona bir takım güvenceler sağlamaktır. Bu nedenle iş hukuku uygulamalarında kabul edilen temel prensip, bu alandaki düzenlemelerinin işçi lehine yorumlanması prensibidir.

İşçilik Hak ve Alacakları

İşçinin iş sözleşmesinden kaynaklanan hak ve alacakları, iş hukukunun en temel konusunu oluşturur. İşçilik ücret alacakları ile tazminat alacakları birbirinden farklı alacak türleridir. Ücret alacakları, işçinin çalışması karşılığında kendisine ödenmesi gereken bedeldir. İşçi, çalışması sürerken de kendisine ödenmeyen ücret alacaklarını dava yoluyla talep edebilir. Bunun için iş akdinin feshi gerekmez. İş akdinin herhangi bir nedenle feshi halinde ise işçinin ücret alacaklarını alabilmesi için haklı olması aranmaz. Tazminat ise ancak iş akdinin feshi halinde, kanundaki şartların varlığında ve işçinin haklı olduğu durumlarda ortaya çıkar.

İşçilik Tazminatı

İşçilik haklarının bazıları tazminat niteliğinde olup, kanun düzenlemesine dayanır. Kıdem, ihbar ve işe başlatmama tazminatları gibi. Kanun bu tazminatlara hak kazanabilmek için kıdem ve iş yerine ilişkin bazı şartlar öngörmüştür. İşçi ancak bu şartların varlığında bu tazminatları talep edebilir.

İşçilik Alacağı

İşçilik alacakları ise temelde işçinin çalışmasından kaynaklanan ücret alacaklarıdır. Maaş, fazla mesai ücreti, haftalık tatil ücreti gibi alacaklar, kıdem ve işyeri koşuluna bakılmaksızın her işçinin talep edebileceği haklardır. Bu alacaklar, İş Kanunu kapsamında olmayan işler için Borçlar Kanunu, hizmet sözleşmesi hükümlerine göre istenebilir. Gerek İş Kanunu, gerekse de Borçlar Kanunu düzenlemesine göre, ücret ödeme, iş sözleşmesinin işverene yüklediği en önemli yükümlülüktür. Bu yükümlülüğün yerine getirilmemesi, aynı zamanda işçiye iş akdinin haklı nedenle feshi imkanı doğurur.

İşçi alacakları dışında da iş kanunlarında, sosyal devlet olmanın bir gerekliliği olarak iş güvencesi düzenlemeleri yapılmıştır. Özellikle kıdem tazminatı, iş kazaları ve işe iade düzenlemeleri, işçiye, işveren karşısında sağlanan iş güvencesi düzenlemeleridir.

Yine işçinin devlet karşısındaki sosyal sağlık ve emeklilik gibi hakları ile işveren karşısındaki örgütlenme hakkını ifade eden sendikal haklar da iş ve sosyal güvenlik hukuku kapsamındaki hak ve güvencelerdir.

Ulusal düzeydeki iş hukuku düzenlemelerinin yanında ILO başta olmak üzere uluslararası sözleşmeler de iş hukuku kaynaklarını oluşturan belgelerdir.

İş Davalarında Zorunlu Arabuluculuk

25.10.2017 tarihli Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu ile iş davalarında arabuluculuk yolu, bir dava şartı haline getirilerek zorunlu kılınmıştır. Düzenleme uyarınca, işçilik hak ve alacaklarına ilişkin dava açmadan önce arabuluculuk sürecini işletmek gerekmektedir. Arabuluculuk yolu tüketilmeden önce dava açılması halinde, açılan dava, esas hakkında incelemeye girişilmeden, dava şartı yokluğundan reddedilecektir.

Ancak iş ve sosyal güvenlik hukuku alanındaki bazı davalar, bu zorunluluğun dışında tutulmuştur. İş kazası ve hizmet tespit (sigortalılığın tespiti) uyuşmazlıkları, arabuluculuk yolu ile çözüme uygun olmadığından, bu tür uyuşmazlıklar için doğrudan dava yoluna gidilmesi gerekecektir.

Hizmet Tespit Davası

Hizmet tespit davası, sigortalılığın tespiti davası olarak da bilenen, işçinin sigorta primlerinin eksik yatırılmış veya hiç yatırılmamış olması durumunda, işçinin açabileceği davadır. Sigorta başlangıç tarihinin tespiti davası, hizmet tespit davasının bir türüdür. Bu iki davanın görülmesinde bazı usul farkları vardır. Sigorta başlangıç tarihinin tespiti, uygulamada bir günlük hizmet tespiti olarak anılır. EYT Kanunu‘nun yürürlüğe girmesiyle, bu davalar, ilgili düzenlemeden faydalanabilmek için önem kazanmıştır.

Hizmet tespit ve sigorta başlangıç tarihinin tespiti davaları hakkında ayrıntılı açıklamalar için : Sigortalılık Başlangıç Tarihi, Hizmet Tespit Davası ve EYT 

Sosyal sigortalılık, iş hayatında bir zorunluluk olup, işçi işveren ilişkisinde, işverene yüklenen bir yükümlülüktür. Devletin, sigortasız işçi çalıştırma durumlarını tespit ve bu durumda gerekli cezai yaptırımı uygulama zorunluluğu bulunmaktadır. Ancak devletin bu uygulamayı yapmadığı durumlarda hak kaybına uğrayan işçi, çalıştığı sürenin sigorta primlerinin yatırılmasını hizmet tespit davası ile sağlayabilir.

Hizmet tespit davası, bir alacak davası türü değildir. Bu nedenle, bu dava sonucunda işçiye bir ödeme yapılmaz. Bu dava, adından da anlaşılabileceği gibi, işçinin bir işveren nezdinde belli bir süre çalıştığını ve bu süre içerisinde sigorta primlerinin yatırılması gerektiğinin tespitini sağlar. Bu tespitin sağlanmasından sonra, sigorta priminin tahsilatı, sosyal sigortalar kurumu tarafından, işverenden yapılır.

Hizmet tespit davası, işverene karşı açılır ve Sosyal Sigortalar Kurumuna da ihbar edilir. Sigorta başlangıç tarihinin tespiti davası ise doğrudan SGK‘ya karşı açılabilir. Bu davanın işverene yöneltilmesi gerekmez.

İş Kazası ve Meslek Hastalığı Davaları

İşçinin işyerinde veya işyerinde sayılması gereken hallerde (kanunda bu haller sayılmıştır) uğradığı her türlü kazaya iş kazası denir.

İşçinin, uzun süre yaptığı işten dolayı yakalandığı hastalık ise meslek hastalığı olarak kabul edilir.

Hem iş kazası, hem meslek hastalığının ortaya çıktığı hallerde işçinin, iş göremezlik durumuna göre, Sosyal Sigortalar Kurumu’ ndan ödenek alma hakkı mevcuttur. Bu haklarının, başvuru ile ödenmemesi halinde, kuruma karşı bu ödenek ve hakların ödenmesi için dava açılabilir.

Kurumun yapağı ödeme dışında, ayrıca iş kazası ve meslek hastalığı nedeniyle, işçinin işverene karşı maddi ve manevi tazminat davası açma hakkı vardır. Maddi tazminat; iş kazası veya meslek hastalığı nedeniyle uğranılan maddi zararı (sigorta kurumunca karşılanmayan tedavi giderlerini, iş gücü kaybı nedeniyle uğranılan zararları) ifade eder. Manevi tazminat ise iş kazası veya meslek hastalığı nedeniyle işçinin yaşadığı acı, ızdırap; hastalık veya kazanın sonuçlarının, hayatında yarattığı manevi sarsıntı karşılığında talep edilebilecek takdiri bir miktardır.

Sigortaya Karşı Davalar

Sosyal Sigortalar Kurumu’na karşı açılacak davalar da iş hukuku kapsamına girer ve bir çoğu iş mahkemelerinde görülür. Yukarıda belirttiğimiz sigorta başlangıç tarihinin tespiti davası gibi, kurum ile işçiler arasındaki, hak ve ödeneklerden kaynaklanan uyuşmazlıklar da iş mahkemelerinde çözülür.

Kanser hastalarının kullanması gereken akıllı ilaç bedellerinin karşılanması davası da yine SGK’ya karşı açılıyorsa, görevli mahkeme iş mahkemesi olacaktır. Ancak dikkat edilmesi gereken konu; memur veya memur emeklilerinin bu konuda açacağı davalarda hasım emekli sandığı olduğundan, idare mahkemeleri görevli olur.

Mersin İş Hukuku Avukatı

Mersin iş hukuku avukatı olarak hizmet veren avukatlık büromuza işçilik alacak ve tazminat davalarında avukat desteği için ulaşabilirsiniz. Avukatlık ve arabuluculuk büromuzda ayrıca iş hukukunda uzman arabulucu Reyhan KAYIŞLI ARSLANBUĞA tarafından arabuluculuk hizmeti de verilmektedir.

İş hukuku davaları hakkındaki yazılar için bkz. İş ve Sosyal Güvenlik Hukuku

Mersin’de iş hukuku avukat hizmeti ve avukatlık büromuzun tüm faaliyet alanlarımıza buradan ulaşabilirsiniz: Mersin Avukat

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön