Mersin, İhsaniye Mh. 4903 Sk. No: 20 Kat: 1 D: 4 Akdeniz  
Gsm : 0532-601-48-61 / Tel: 0324-503-44-52

Mersin Miras Hukuku avukatı

Davada Taraflardan Birinin Ölümü ve Mirasçıların Davaya Katılması

Dava sürerken taraflardan birisinin ölümü halinde dava ne olur? Davaya mirasçılar devam edebilir mi?

Bu durumda davanın akıbeti yargılamanın türüne ve ölen tarafın sıfatına bağlıdır.

Ceza Yargılamasında Taraflardan Birisinin Ölümü

Ceza yargılaması sırasında sanığın ölmesi durumunda dava düşer.

Takibi şikayete bağlı suçlarda soruşturma şikayet ile şikayete bağlı olmayan suçlarda ise ihbar veya savcılığın suçtan haberdar olması ile resen başlar. Savcılıkça hazırlanan iddianamenin ceza mahkemesince kabulünden sonra yargılama kamu adına yapılır. Bu nedenle şikayetçi veya katılanın ölmesi halinde dava ortadan kalkmaz. Yargılamaya devam olunur.

Katılanın ölümü halinde Ceza Mahkemeleri Kanunu 243. Maddesi uyarınca katılma hükümsüz kalır. Mirasçılar, katılanın haklarını takip etmek üzere davaya katılabilirler. Şikayetçi henüz davaya katılmadan ölmüşse, yine mirasçıların davaya katılma hakları olacaktır.

Şikayet kişiye sıkı sıkıya bağlı bir haktır. Bu nedenle kişinin şikayet hakkını kullanmadan önce ölmüş olması halinde şikayet hakkı mirasçılara geçmez. Bunun tek istisnası TCK 131/2 maddesinde, hakaret suçu için öngörülmüştür.

Mağdur, şikayet etmeden önce ölürse veya suç ölmüş olan kişinin hatırasına karşı işlenmiş ise; ölenin ikinci dereceye kadar üstsoy ve altsoyu, eş veya kardeşleri tarafından şikayette bulunulabilir.

(TCK 131/2)

Hukuk Yargılamasında Taraflardan Birinin Ölümü

Özel hukuk yargılamalarında, davacı veya davalının ölmesi halinde Hukuk Mahkemeleri Kanunu 55. Maddesi uygulanır. Aynı zamanda Medeni Kanunun 640 ve devamı maddelerinde yer alan miras ortaklığı hükümleri dikkate alınır.

Taraflardan birinin ölümü hâlinde, mirasçılar mirası kabul veya reddetmemişse, bu hususta kanunla belirlenen süreler geçinceye kadar dava ertelenir. Bununla beraber hâkim, gecikmesinde sakınca bulunan hâllerde, talep üzerine davayı takip için kayyım atanmasına karar verebilir.

(HMK m.55)

HMK düzenlemesi uyarınca, yargılamada taraflardan birisi ölürse mahkemece öncelikle mirasçıların belirlenmesi gerekir. Mirasçılar tarafından mirasın kabulü veya reddi ile ilgili bir işlem yapılmamışsa, mirasın reddi için kanunda öngörülen üç aylık süre geçinceye kadar dava ertelenir. Çünkü mirasçılardan biri veya birkaçının yahut hepsinin mirası reddetmesi durumlarına göre mirasçılık sıfatı netleşecektir. Bu sürelerin beklenmesi hak kaybına yol açacaksa, hakim diğer tarafın veya mirasçılardan birinin talebi üzerine davanın tereke adına takibi için kayyım atanmasına karar verebilir.

Mersin Miras Hukuku Avukatı Desteği için

Hemen İletişime Geçebilirsiniz

Mirasçıların Davaya Katılması

Medeni Kanun 640. Maddesi uyarınca, miras paylaşımı gerçekleşene kadar mirasçılar terekede elbirliği ile (iştirak halinde) hak sahiptir. Terekeye ilişkin haklar üzerinde kendi payları oranında dahi tek başına hareket edemezler. Bunun sonucu olarak, murisin ölümünden sonra, malvarlığına ilişkin davalarda mirasçılar arasında zorunlu dava arkadaşlığı olduğu kabul edilir. HMK 59. Maddesinde zorunlu dava arkadaşlığı;

Maddi hukuka göre, bir hakkın birden fazla kimse tarafından birlikte kullanılması veya birden fazla kimseye karşı birlikte ileri sürülmesi ve tamamı hakkında tek hüküm verilmesi gereken hâllerde, mecburi dava arkadaşlığı vardır.

(HMK m.59)

Şeklinde tanımlanmıştır.

Mecburi dava arkadaşlarının davadaki durumu da HMK 60. Maddesinde;

Mecburi dava arkadaşları, ancak birlikte dava açabilir veya aleyhlerine de birlikte dava açılabilir. Bu tür dava arkadaşlığında, dava arkadaşları birlikte hareket etmek zorundadır.

(HMK m.60)

Şeklinde açıklanmıştır.

Bu düzenlemeler uyarınca, yargılama sırasında davacının ölmesi halinde mirasçılar davayı ancak birlikte takip edebilirler. Mirasçıların birlikte davayı takip etmemesi halinde, diğer mirasçıların muvafakatini alarak mirasçılardan biri veya bir kaçının da davayı takip etmesi mümkündür.

Tüm Mirasçıların Davaya Katılımının Sağlanamaması

Mirasçılardan bazılarının ölen davacı yerine davaya katılmak istememesi ve katılan mirasçıya onay vermemesi durumunda ne olur?

Yukarıda açıkladığımız gibi, kural mirasçılar arasında zorunlu dava arkadaşlığının bulunması ve tüm mirasçıların davaya katılımının sağlanması veya onayının alınmasıdır. Bunun sağlanamadığı durumlarda ise TMK 640/3. Maddesi uyarınca mahkemenin, talep halinde, terekeye temsilci atanması için davaya devam etmek isteyen mirasçıya süre vermesi gerekir.

Mirasçılardan birinin istemi üzerine sulh mahkemesi, miras ortaklığına paylaşmaya kadar bir temsilci atayabilir.

(TMK 640/3)

Mahkemece verilen sürede terekeye temsilci atanamaz veya atanan temsilci davanın takibinde hukuki yarar görmezse bu durumda dava taraf teşkili sağlanamadığından reddedilir.

TMK’nun 640/2.maddesine göre “mirasçılar terekeye elbirliği ile sahip olurlar ve sözleşme veya kanundan doğan temsil ya da yönetim yetkisi saklı kalmak üzere, terekeye ait bütün haklar üzerinde birlikte tasarruf ederler.” İştirak halinde mülkiyet diğer bir deyişle elbirliği mülkiyetin esasında, iştirak halinde mülkiyeti meydana getiren kişilerin hepsinin bir arada hak sahibi olmaları yer alır. Bu mülkiyette malikler paydaş değil, ortaktır. Tüzel kişiliğe sahip olmayan bu ortaklıkta, hakkın süjesi ortaklık olmayıp bir bütün halinde elbirliğiyle hareket etmek zorunda olan ortaklardır (TMK. md. 640/1). Ortaklar arasında zorunlu dava arkadaşlığı vardır. Davada, iştirak halinde mülkiyetin gereği miras yoluyla terekeye dahil olan taşınmaz ile ilgili tahliye talebi ortaklardan sadece biri tarafından dava edilmiştir. Bir ortak tarafından dava açılması nedeniyle mirasçı kendi açtığı bu davayı yalnız başına yürütemeyeceğinden davayı bütün mirasçılar ile birlikte yürütmesi gerekir. Bu durumda mahkemece, mirasçının (davacının) açtığı davanın görülebilmesi için diğer mirasçıların da davaya katılmasının sağlanması veya TMK.640/3 maddesi gereğince terekeye temsilci tayin ettirmesi için davacıya uygun bir süre vermelidir. Eğer diğer mirasçı davaya katılmaz ve yazılı muvafakat da vermez ise bu durumda davayı açan mirasçının terekeye bir temsilci tayin ettirmesi gerekir (TMK.640/3). Terekeye atanan temsilci, mirasçının açtığı davaya icazet verirse davaya tereke temsilcisi tarafından devam edilir. Terekeye temsilci atanması ve tereke temsilcisinin davaya devam etmesi halinde de, ayrıca diğer mirasçıların davaya katılmalarına veya muvafakatlarının alınmasına gerek yoktur.

Davayı açan mirasçı, kendisine verilen kesin süreye (HMK md. 94) rağmen diğer mirasçının davaya katılmasını veya muvafakat etmesini sağlayamaz ve terekeye temsilci de tayin ettiremez veya terekeye atanan temsilci davaya icazet vermezse davanın reddine karar verilir. (Yargıtay 6. HD., E. 2015/1588 K. 2015/11380 T. 23.12.2015T)“Bu durumda, mahkemece borçlunun diğer mirası reddetmeyen mecburi dava arkadaşı mirasçılarının davada yer almaları sağlanması veya miras şirketine temsilci atanması yoluna gidilerek davaya devam edilmesi gerekirken mirasçılardan …`ın verdiği vekaletname ile davaya devam edilip sonuçlandırılması doğru görülmemiştir.

(Yargıtay 12. H.D 2016/7400 E, 2016/13378 K, 5.05.2016 T)

HMK’nun 55.maddesine göre de, taraflardan birinin ölümü halinde, mirasçılar mirası kabul veya reddetmemişse, bu hususta kanunda belirlenen süreler geçinceye kadar dava ertelenir. Mirasçılardan bazısı duruşmaya gelmezse, gelen mirasçıya, gelmeyen mirasçıların olurlarının alınması ya da TMK’nın 640. maddesi uyarınca terekeye temsilci atanması için süre verilir. Temsilci atanırsa davaya temsilci huzuru ile davaya devam edilir.
Hal böyle olunca, taraf teşkilinin sağlanması zorunlu bulunduğundan, mirasçılardan …’nın davalı olduğu ve davaya onay vermediği gibi tapu kayıt maliki davalı …’nın da terekeye 3. kişi konumunda olduğu gözetildiğinde 4721 sayılı TMK’nın 640. maddesi uyarınca muris …’nın terekesine temsilci atatmak suretiyle tereke temsilcisi huzurunda davaya devam olunması gerekirken taraf teşkili sağlanmadan sonuca gidilmesi hatalıdır.

(Yargıtay 1. H.D. 2016/16922 E. , 2019/6305 K. 04.12.2019 T)

Oysa davacının ölümü ile mirasçıları arasında elbirliği mülkiyeti oluşmuştur. Elbirliği mülkiyeti kanundan veya kanunda sayılmış olan sözleşmelerden doğar. Burada ortakların belirlenmiş payları olmayıp eşyanın mülkiyeti ortakların tümüne aittir. Miras ortaklığı da kanundan doğan elbirliği mülkiyeti olup 4721 sayılı Türk Medeni Kanunun 640.maddesinde düzenlenmiştir. 4721 sayılı TMK. Yürürlüğe girmeden önce ise elbirliği ile mülkiyet 743 sayılı Medeni Kanunun 581.maddesinde düzenlenmişti. Her iki maddede de; mirasçıların terekeye elbirliği ile sahip oldukları, sözleşme veya kanundan doğan temsil yada yönetim yetkisi saklı kalmak üzere terekeye ait bütün haklar üzerinde birlikte tasarruf edeceklerine dair hüküm bulunmaktadır. 640.maddenin 4.fıkrasında “Mirasçılardan her biri, terekedeki hakların korunmasını isteyebilir. Sağlanan korumadan mirasçıların hepsi yararlanır.” Denilmekte ise de somut olay terekenin korunması anlamında nitelendirilemez. Bu nedenle aralarında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmaktadır.

O halde, davacının vefatından sonra yargılamaya devam edilebilmesi için mahkemece mirasçıların tamamının davaya katılımının sağlanması mümkün olmaması halinde tüm mirasçılardan izin alınması veya terekeye temsilci atanması yoluyla taraf teşkilinin sağlanması, ondan sonra yargılamaya devam edilerek hüküm kurulması gerekir.

(Yargıtay HGK 2004/1-379 E, 2004/382 K, 23.6.2004 T)

İlginizi çekebilir: En iyi Avukat Nasıl Bulunur? | Mersin Avukat (reyhankayisli.av.tr)

Yargılama Sırasında Davalının Ölmesi

Yargılama sırasında davalı tarafın ölümü halinde, mirası reddetmeyen tüm mirasçılarına dava ve duruşma günü tebliğ edilerek davaya devam edilir. Davalının mirasçıları da davayı hep birlikte takip edebilecekleri gibi, bir mirasçı tarafından takibine onay verebilir veya terekeye atanacak temsilci ile davanın takibini sağlayabilirler.

Boşanma Davasında Eşlerden Birisinin Ölmesi

Boşanma, kişiye sıkı sıkıya bağlı haklardan olduğundan boşanma davası açma hakkı mirasçılara geçmez. Boşanma davasının devamı sırasında veya verilen boşanma kararının kesinleşmesinden önce taraflardan birisinin ölmesi halinde evlilik ölümle sona ermiş olur. Ancak mirasçılar, kusur durumunun tespiti bakımından boşanma davasına devam edebilirler. Yargılama sonucunda boşanmaya karar verilemez. Kararda sağ kalan eşin boşanmaya neden olacak düzeyde kusurlu olup olmadığının tespiti gerekir.

Somut olayda, boşanma davasının açılmasından sonra davacı erkek vefat ettiğine göre, ölenin mirasçıları tarafından takip edilen davanın; sağ kalan eşin kusurunun tespitine ilişkin olduğu, sağ kalan eşin kusur durumunun gerekçe kısmında tartışılmış olması yeterli olmayıp, hüküm kısmında da kusur tespitine yönelik olumlu ya da olumsuz hüküm kurulması gerektiği gözetilmeksizin, bölge adliye mahkemesince verilen hükümde; “Konusuz kalan boşanma davası hakkında karar verilmesine yer olmadığı” kararının yanında ayrıca sağ kalan eşin kusur belirlemesine yönelik talebi hakkında olumlu veya olumsuz hüküm kurulmaması doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir.

(Yargıtay 2. H.D 2019/8557E, 2020/3040 K, 16.6.2020 T)

Boşanan eşler, bu sıfatla birbirlerinin yasal mirasçısı olamazlar ve boşanmadan önce yapılmış olan ölüme bağlı tasarruflarla kendilerine sağlanan hakları, aksi tasarruftan anlaşılmadıkça, kaybederler.

Boşanma davası devam ederken, ölen eşin mirasçılarından birisinin  davaya devam etmesi ve diğer eşin kusurunun ispatlanması hâlinde de yukarıdaki fıkra hükmü uygulanır.” hükmüne haizdir.

19. Türk Medeni Kanunu’nun 181. maddesinin ikinci fıkrası boşanma davası devam ederken ölen eşin mirasçılarına sağ kalan eşin boşanmaya sebebiyet verecek derecede kusurlu olup olmadığının tespitine yönelik olarak davaya devam etme imkânı sağlamıştır. Buna göre taraflarca usulüne uygun bir şekilde açılan boşanma davaları mirasçılar tarafından sürdürülebilir. Mirasçılar tarafından sürdürülen boşanma davalarında ölen eş delillerini sunmuş ise mirasçıların yeniden delil gösterme hakları bulunmamaktadır. Ölen eş tarafından sunulan ve fakat mahkemece toplanılmayan delillerin araştırılıp değerlendirilmesi mirasçılar tarafından talep edilebilir.

(Yargıtay HGK 2017/2-2296 E, 2020/476 K, 24.6.2020 T)

Mirasçıların davaya devamı sonucunda sağ kalan eşin boşanmaya sebebiyet verecek düzeyde kusurlu olduğu tespit edilirse, sağ kalan eş mirasçılık sıfatını kaybeder. Ancak boşanma davası sonucunda mirasçılık durumuyla ilgili bir karar verilmez. Sadece kusur tespitiyle yetinilir. Sağ kalan eşin mirasçılık hakkını kaybetmesi, ancak diğer mirasçıların aile mahkemesi kararındaki tespit üzerine sulh hukuk mahkemesine başvurusu ile mümkün olur.

Mersin miras hukuku avukatı olarak hizmet veren hukuk ofisimize tenkis, muris muvazaası nedeniyle tapu iptal ve tescil, vasiyetnamenin açılması veya iptali, izale-i şuyu gibi miras ve gayrimenkul hukuku avukatı desteği ve davaya katılma gibi usul hukuku konularında danışma için ulaşabilirsiniz.

Davada Taraflardan Birinin Ölümü ve Mirasçıların Davaya Katılması” hakkında 24 yorum

  1. 2/B hazine arazi davasında yer tesbitlerinden sonra davacı mahkeme sürecinde vefat etti.Dava mirasçılarına sıçradı.Ancak davacının eşine yetki verildi.Bu ne anlama geliyor.Diğer mirasçılar yani varisleri davaya katılmayacakmı.

  2. Merhaba, babam gecen kasim ayinda kovidden vefat etti, karayollari kamulastirma davasi acmisti, babamin vefat ettigini ölum belgesi ile bizmi mahkemeye yada kalemine bildirmeliyiz, yada gelen tebligatlari vefat nedeniyle kabul etmeyip geri yollasam mahkeme karayollarinin avukatlarindan bizim tespitimizi istermi. Farkli bir sehirdeyiz, Edevletten bakiyoruz adimiza herhangi dava kaydi gorunmuyor. Babamin edevletide kapandi vefat nedeniyle.

    1. Babanızın ölümü mahkemece nüfus kaydından görülebilir. Ancak siz de gelen tebligatları söylediğiniz kayıtla almayabilirsiniz. Davaya devam etmek istiyorsanız mirasçılık belgesi ile mahkemeye başvurabilirsiniz. Aksi halde ölüm durumunun öğrenilmesinden sonra mahkeme davacı belediyeye mirasçıların tespiti için veraset ilamı almak üzere yetki verecektir. Mirasçılar bu şekilde tespit edildikten sonra da dava tüm mirasçılara karşı devam edecektir.

  3. Merhaba babam davacısi olduğu dava sürerken vefat etti beş mirasciyiz ve bir mirascı aynı avukata vekalet vermekten kaçınıyor böyle bir durumda süreç nasıl işler? Ölümden itibaren 3 aylık sürenin dolmasına çok az kaldı ek süre talep edilebilirmi bu anlaşmazlık çözülene kadar ya da süre aşılırsa davayı keybetmismi sayilacagiz? Şimdiden çok teşekkür ederim

    1. Merhaba. Web sitemizde hukuki konular hakkında genel bilgilendirme yapılmakta olup, davayı takip edecek olacak avukatınız sizi sağlıklı bir şekilde aydınlatacaktır. Genel olarak; yargılama sürerken davacının ölümü halinde mirasçıların davayı takip konusunda görüş birliği içerisinde olması gerekir. Mirasçılar arasında davayı takip veya takibe muvafakat konusunda birlik sağlanamazsa, terekeye kayyım atanması ve davayı tereke adına kayyımın takibi yoluna gidilebilir.

  4. Merhaba Reyhan hanım, babam davacı olduğu boşanma davası yargıtay aşamasındayken vefat etti. Dosya aile mahkemesine geri döndü. Mirasçı olarak davalının kusur yönünden tespiti için davaya devam ettim. Davalı kadın tam kusurlu bulundu. Davalı avukatı kusur yönünde verilen kararın bozulması için temyize gitti. Yargıtaydan nasıl bir sonuç beklemeliyim?
    Bir de davalının mirasçı olamayacağı kesinleşirse, evlilik sonrası babamın almış olduğu ev mal paylaşımına konu olur mu, (2009 yılında evlendiler), yani bu ev normal boşanma davalarından sonraki mal paylaşımı davasına konu olur mu? Cevaplarsanız çok sevinirim, teşekkürler.

    1. Merhaba, dosya akıbeti hakkında yorum ve öngörü ancak dosyayı takip eden avukat tarafından yapılabilir. İçeriğine hakim olmadığımız bir dosyanın temyiz sonucu hakkında elbette ki fikir sahibi olmamız mümkün değildir.
      Edinilmiş mallara katılma rejimi 01.01.2022 tarihinde yürürlüğe giren kanunla kabul edilmiştir. Bu tarihten sonra evlilik içerisinde edinilmiş mallarda eşlerin katılma alacağı hakkı doğar. Mirasçılık durumu ile mal rejiminden kaynaklanan alacaklar birbirinden farklıdır. Evlilik ölüm ile sonuçlanmış olacağından, mal rejimine ilişkin dava açılması mümkündür.

  5. merhaba babam tapu sicil müdürü idi vefat etti. bir dava açılmış babam yanlış bir işlem yapmış ve bir vataandaş zarara uğramış… davacı bu davayı kazanırsa ve tazminat hakederse.. bu mirasçısı olarak bizleri bağlarmı.? teşekkür ederim

    1. Murisin borçlarından, mirası reddetmemiş olan mirasçılar sorumlu olur. Dava sırasında davalı ölmüşse öncelikle mirasçılarına bildirim yapılır ve muris yerine dava mirasçılara karşı devam eder. Davanın kazanılması halinde sonuç mirasçıları bağlar.

  6. merhaba ihale alıcısı oldugum ihaleyı fesih davasını kazandım . daha sonrasında istinafa gittider. suan istinaf şüreçi devam ediyor. davalı öldü. mirascıları avukata vekalet vererek dosyaya eklendi. sizce bu süreç benim için iyi mi kötü mü olumlu olumsuz yanları nedir . istınaftan sonra dosyayı temyize taşıyabilirler mi??? teşekkür ederim . iyi çalışmalar…

  7. merhaba ihale fesshi davasının istinaf süresi ne kadardır ortalama. ayrıca temyız yolunu kapatabilir mi ?

  8. 2 ay once babam vefat etti. Bankadaki paralarin cekilmesi icin kardesime, yurt disinda yasadigimdan, buradaki Noter-apostil araciligi ile vekalet gonderdim. Bir banka kabul etti bir banka kabul etmedi. Vekaletim kabul edilmeyince para cekilemedi. TR’deki kardeslerim miras paylasimi icin dava acsa ben davaya herhangi bir bilgi ve ifade gondermesem mahkeme paylasim karari verebilir mi? Benim ifadem sart mi? Tesekkurler.

  9. Merhaba, annem öldü. Babam ikinciye evlenecek. Yeni eşiyle tapu da %50 – 50 ortak ev alacaklar. Biz 2 kardeşiz. Babam öldükten sonra yeni eşine yüzde kaç, bize % kaç pay düşecek? Teşekkür ederim.

  10. Merhaba,
    Babamla yaklaşık 11 yıldır görüşmüyorduk bu sene nisan ayında vefat etmiş ve kendisine sağ iken işlediği bir suçtan dolayı tazminat davası açılmış. ve bugun hatta az önce e devletten bakarken fark ettim. kardeşimle davaya dahili davalı olarak girmişiz. reddi miras açmadık zaten kendisindende bize bir şey kalmadı (kendi babasına ait binadan daire hissesi olabilir),beklentimiz olmadığından veraset ilamında dahi bulunmadık. görülmekte olan davadan şahsi gelirim (maaş) açısından etkilenir miyim ya da bana ve kardeşime bi yaptırım olur mu? Nasıl bir yol izlemeliyim moralım cok bozuldu.
    İyi çalışmalar.

  11. Merhaba
    Annanemin üzerine 6 dönüm tarla var ve teyzem ve iki abisi vefaat etti, annanem 1983 yılında vefaat etmiş veraset çıkmamış, noter mirasçı getirin çıkaralım diyor bu tarlayı biz mahkeme yolu ile anneme 4/1 hakkını alabilirmiyiz mahkemeye vekaletle gidilebilir mi hak sahiplerinin hepsimi gitmesi lazım ve alabilirsekde bu güne kadar ki ektikleri kazançtan da mahkemede isteyebilirmiyiz. ikincisi de dayım 1981 yılında felçli dedem ölmeden baba tarla su parası yatıracağım diye parmak bastırıp arsanın satışını kendi üzerine almış, bu satışı dayım ölsede bozdurabilirmiyiz. annem sağ olduğu için bunları biliyor dayımın 2 kızıda bunu biliyor ve inkar etmiyor. tarla şuan dayımın çocuklarına düştü babası annesi öldüğü için. malınıza sahip çıksaydınız diye dalga geçiyorlar.

  12. Merhabalar ,

    Rahmetli babamdan ablam ve bana miras kalan kalan bir toprağımız var veraset ilamıyla üzerimize aldık ancak birden fazla kişide pay sahibi. Bu pay sahiplerinden biri ortaklıktan vazgeçip toprakların satılmasını istiyor bu sebeple dava açılmış. Eve dava tarihi içeren bir kağıt geldi. Ben ve ablam dahili davalı görünüyoruz. Davacılar onları temsilen bir vekil avukat tutmuş. Tebligat mektubunda dahili davalı olan ben ve ablamın da duruşmaya dahil olmasını belirten bir yazı var. Bu durumda ne yapmalıyız davaya gitmeli miyiz? Aslında bizde toprakların satılmasını istiyoruz. Ancak ne yapacağız bilmiyoruz.

    1. Merhaba. Web sitemizde hukuki konularla ilgili genel bilgiler yayınlanmakta olup, bu şekilde hukuki danışma hizmetini web sitesi üzerinden alamazsınız. Bulunduğunuz yerde bir avukattan hukuki danışma ve dava takip hizmeti alabilirsiniz.

  13. Merhabalar.
    Arsamın 200 m2 si için komşum dava açtı. Asliye hukukda Davayı kazandım. Arsa bana ait. Kendi arsamı en iyi ben savunurum düşüncesiyle avukata vekalet vermedim. Davacının avukatına UETS üstünden Gerekçeli karar tebliğ edildi. İstinaf süresinin 10 . günü Davacı öldü. karısı ve 4 çocuğu var. 14 günlük süre sıfırdan mı başlar, yoksa istinaf süresi Davacının varislerine tebliğden itibaren 14 gün -10 gün den kalan 4 gün süre mi verir.

    1. Merhaba. Davanızı en iyi kendinizin savunabileceği düşüncesindeyseniz, sorduğunuz sorunun cevabını da en iyi sizin biliyor olmanız lazım. Avukata vekalet vermeyip, internet sitesi üzerinden ücretsiz avukat desteği alamazsınız maalesef. Web sitemizde genel hukuki bilgiler verilmekte olup, site üzerinden ücretsiz danışma verilmemektedir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön