Mersin, İhsaniye Mh. 4903 Sk. No: 20 Kat: 1 D: 4 Akdeniz  
Gsm : 0532-601-48-61 / Tel: 0324-503-44-52

İadenin Reddi Sebepleri

Uluslararası Çocuk İadesi Talebinin Reddi

Velayet hakkının uluslararası boyutta ihlali konusunu düzenleyen en önemli hukuki metin 1980 tarihli Uluslararası Çocuk Kaçırmanın Hukuki Veçhelerine Dair Lahey Sözleşmesidir.

Sözleşmenin amacı, giriş bölümünde şöyle özetlenmiştir. “Çocuğu uluslararası alanda kanuna aykırı bir yer değiştirmenin zararlı etkilerinden korumayı ve mutad ikametgahı devletine derhal dönüşünü teminat altına almak için usuller tespit etmek ve ziyaret hakkının korunmasını sağlamak.”

Lahey sözleşmesinde velayet hakkı, ulusal kanunlarındaki velayet hakkından daha kapsamlı olarak tanımlanmıştır. Şahsi görüş hakkının kullanılmasının engellenmesi sonucunu doğuran eylemler de velayet hakkının ihlali olarak kabul edilmiştir. Kanunen velayet hakkına sahip kişinin, çocuğun anne veya babası ile şahsi ilişki hakkını ihlali de, velayet hakkının ihlali niteliğinde bir davranıştır.

Mutad Mesken

Sözleşme asıl olarak müşterek çocuğun mutad meskeninin değiştirilmesi sureti ile velayet hakkının ihlali üzerinde durmuştur.

Mutad mesken kavramı, sözleşmede açıkça tanımlanmamıştır. Mahkeme kararlarında mutad mesken, kaçırıldığı veya alıkonulduğu iddia edilen çocuğun, kaçırılmasından hemen önce yaşadığı, alıştığı ve sosyal çevresinin bulunduğu yer olarak tanımlanmıştır. Yargıtay kararlarında, mutad yerleşim yeri kavramının farklı ülke ve kültüre göre değişkenlik gösterebileceği belirtilmektedir. (Yargıtay HGK 2010/2-628 E, 2010/693 K, 22.10.2010 T.)

Mutad mesken tanımı ve çocuğun mutad yerleşim yerinin tespiti, uygulamada iade talebinin kabulü veya reddi bakımından önem taşımaktadır.

Uluslararası Çocuk İadesi Davasında Avukat Desteği için

Hemen İletişime Geçebilirsiniz

Mutad Yerleşim Yeri Konusunda Yargıtay HGK Kararı

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2010/2-628 E, 2010/693 K, 22.10.2010 tarihli kararı ile onaylanan yerel mahkeme kararı;

Mutad mesken kavramının sözleşmede ayrıca tanımlanmamış olmasının nedeni bu kavramın fiili bir durum olarak kalmasına ilişkin niyeti ortaya koymak ve bu kavramın sadece gerçek anlamında anlaşılması olduğu, bu kavramın sosyal ve kültürel farklılıkları olan devletlerde çeşitli hukuk sistemlerinde somut davanın özellikleri ışığında esnek olması ve mahkemelerin çocuğun mutad meskenini teknik ve standart yorumlardan bağımsız olarak değerlendirebilmeleri olduğu doktrinde benimsenmektedir.

Yine Sözleşmenin 4. Maddesi anlamında mutad meskenin belirlenmesinde sadece çocuk esas alınacak ve onun kaçırıldığı veya alıkoyulduğu iddia olunan tarihten hemen önceki günlerde sosyal çevresini nerede kurduğuna ve sosyal hayatına nerede devam ettiğine bakılacak iade davasına konu teşkil eden çocuk küçük yaşta ise ve bu sebeple annesine bağımlı yaşamakta ise kaçırılma veya alıkoyulma tarihinden hemen önceki tarihte annenin mutad meskeni ile çocuğun mutad meskeni aynı yer olacaktır” şeklindedir. Bu görüş ile anneye bağımlı yaşayan küçük çocuğun mutad meskeninin, annenin mutad meskeni neresi ise orası olduğunu kabul edilmiştir.

Aynı kararın devamında;

“tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde özellikle babanın da Danimarka vatandaşı olmakla birlikte aslen Türk olması çocuğun doğduğu ve yaşadığı evde dahi sadece Türkçe’nin kullanılması küçüğün kaçırıldığı iddia edilen tarihte henüz 2,5 yaşında olması mutad mesken kavramı belirlenirken sosyal çevresi kabul edilebilecek kişilerin annesi ve babasının olduğu özellikle yaşı gereği annesine bağımlı yaşadığı düşünüldüğünde küçüğün mutad meskeninin Danimarka olduğunun kabulü de mümkün değildir sırf bu nedenle dahi iade talebinin reddi gerekmektedir.”

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2010/2-628 E, 2010/693 K, 22.10.2010 T

Bu kararında Genel Kurul, çocuğun anne babasının anadil ve kültürünün de mutad mesken kavramında dikkate alınması gerektiği vurgulamıştır. Çocuğun, velayet veya şahsi ilişki hakkının ihlali ile mutad meskeninin değiştirilmesi halinde, Lahey Sözleşmesi uyarınca başvurulacak hukuki yollar ve yetkili makamlar için bkz. Uluslararası Çocuk İadesi ve Velayet Hakkının İhlali / Uluslararası Çocuk Kaçırma

Uluslararası Çocuk İadesi
Uluslararası Hukuk Avukatı

Lahey Sözleşmesi Uyarınca İade Talebinin Reddedilebileceği Durumlar

Çocuk Kaçırmanın Hukuki Veçhelerine Dair Lahey Sözleşmesi uyarınca, çocuğun başka bir ülkeye götürülmesi halinde, sözleşme tarafı ülkeler arasında çocuğun iadesi prosedürü devreye girer. Bunun için çocuğun iadesine ilişkin bir talep olmalıdır.

Çocuğun mutad meskeninin bulunduğu ülke, çocuğun götürüldüğü ülkeden çocuğun derhal iadesi için gerekli işlemleri yapmasını ister. Sözleşme tarafı her ülke, kendisine böyle bir talep iletilmesi halinde yapılacak işlem ve usulü kendisi belirler. Taraf ülkeler, böyle bir durumda; yeni bir velayet düzenlemesi yapmadan, çocuğu derhal iade etmekle yükümlüdür.

İade talebi sonrası, iade istenen ülkenin yetkili makamlarınca açılacak dava bir velayet davası değil, Lahey sözleşmesi uyarınca iade şartlarının oluşup oluşmadığı konulu bir dava olacaktır.

Çocuk Kaçırmanın Hukuki Veçhelerine Dair Lahey Sözleşmesi amacı ve hükümleri uyarınca kural, çocuğun derhal mutad meskeninin bulunduğu ülkeye iadesidir. Ancak sözleşmenin 12. Ve 13. Maddelerinde, talep edilen ülkenin iadeden kaçınabileceği istisnai haller düzenlemiştir.

İade Talebinin Reddine İlişkin İstisnai Haller

Lahey Sözleşmesi;

m. 12/2 Taraf devletin, adli veya idari makamına müracaat anında çocuğun yerinin değiştirilmesi ya da alıkonulmasından itibaren bir yıldan daha fazla bir süre geçmiş ise çocuğun yeni çevresine intibak ettiğinin belirlenmesi halinde iadeden imtina edilebilir.

m. 13/1-(a)  Çocuğun şahsının bakımını üstlenmiş bulunan kişi veya kurum, yer değiştirme veya alıkoyma döneminde, çocuğun koruma hakkını etkili şekilde yerine getirmiyor idiyse veya yer değiştirmeye veya alıkoymaya muvafakat etmiş veya daha sonra kabul etmiş ise, yetkili makam çocuğun geri dönmesini emretmek zorunda değildir.

m. 13/1-(b) Çocuğun geri dönmesinin, çocuğu fiziki veya psikolojik bir tehlikeye maruz bırakacağı veya başka bir şekilde müsamaha edilemeyecek bir duruma düşüreceğinin tespit edilmesi halinde, ilgili yargısal makamların iadeyi önleme yetkisi vardır.

m. 13/1-(c) Çocuk istismarı (fiziksel ve/veya cinsel) ve aile içi şiddet iddialarını içeren vakıaların varlığı durumunda iade talebi, “önemli risk veya müsamaha edilemeyecek durum” gerekçesiyle reddedilebilir.

m. 13/2 Adli veya idari makam keza çocuğun geri dönmek istemediğini ve görüşünün göz önünde bulundurulmasının uygun olacağı bir yaşa ve olgunluğa erişmiş bulunduğunu gözlerse, geri dönmesini emretmeyi (iade talebini) reddebilir.

Alıkonulma Üzerinden Bir Yıldan Daha Fazla Bir Süre Geçmiş Olması Durumunda İade Talebinin Reddi (Lahey Sözleşmesi 12/2)

Çocuğun iadesine ilişkin yetkili makama başvuru, çocuğun alıkonulması üzerinden bir yıl geçtikten sonra yapılırsa, iade talebi yine de işleme konacaktır. Maddede belirtilen bir yıllık süre, başvuru için bir hak düşürücü süre değildir. Ancak bu süreden sonra yapılacak başvuruda, çocuğun mutad meskeninin değiştirildiği dahi kabul edilse, çocuğun yeni yaşamına intibak edip etmediği incelenecektir.

Eğer çocuğun, bu süre içerisinde yeni yaşamına intibak ettiği ve sağlıklı gelişimini sürdürecek bir sosyal çevre oluşturduğu belirlenirse, çocuğun alıkonulduğu ülke iade talebini reddedebilir.

İade İsteyen Kişi Ve Kurumun Bakım Yükümünü Yerine Getirmiyor Olması Nedeni İle İade Talebinin Reddi (Lahey Sözleşmesi 13/1 – (a) Maddesi)

İade talebinde bulunan kişi, çocuk mutad meskeninde yaşarken, alıkonulmadan önce, bakım yükümünü yerine getirmiyor ise çocuğun alıkonulduğu ülkenin iade talebini reddetme imkanı olur.

Çocuk mutad meskeninde yaşarken, onun geçim ve ihtiyaçlarını karşılamayan, korumayan veya şahsi ilişki kurmayan kişi veya kurumun iade talebi, bu maddeye göre reddedilebilir.

Çocuğun İadesinin, Onu Fiziki Veya Psikolojik Bir Tehlikeye Maruz Bırakacağının Tespiti Halinde İade Talebinin Reddi (Lahey Sözleşmesi 13/1 – (b) Maddesi)

Çocuğun mutad meskeninden alıkonulduğu tespit edilse dahi, iadesi halinde fiziksel veya psikolojik bir tehlikeye maruz kalacağı veya çocukta müsamaha edilemez bir zarara yol açacağı tespit edilirse, iade talebi reddedilebilir.

“Somut olayda babanın çocuğa karşı duyarsız davranışlarının, iki yaşında bulunan çocuğun ruhsal gelişimi açısından tehlike oluşturacağı, babanın tutanaklara yansıyan iletişim yapısı dikkate alındığında müsamaha edilemeyecek bir duruma düşeceği yolunda ciddi bir riskin olduğu açıktır. Bu durumda iadeden kaçınmayı gerektirecek vahim bir durumun varlığının kabul edilmesi gereklidir.”

Yargıtay HGK 2010/2-628 E, 2010/693 K, 22.12.2010 T

Babanın ortak çocuğa ilgisiz olduğu, çocuğa karşı fiziksel şiddete yönelik davranışlarda bulunduğu, bu sebeple ortak çocuğun cismani olarak zarar gördüğü gibi psikolojik gelişiminin de tehlikeye girdiği, çocuğunun mutad meskenine iadesi halinde fiziki ve psikolojik bir tehlikeye maruz kalacağına dair ciddi bir riskin varlığının kabulü gerekir. Bu itibarla çocuğun mutad meskene iadesi talebinin reddine karar verilmesi gerekir.

Yargıtay 2. HD. 2017/6098 E, 2017/12945 K, 20.11.2017 T

Çocuğun mutad meskene iade edilmesi halinde psikolojik bir tehlikeye maruz kalacağı yönündeki bilirkişi raporuna dayanılarak mahkemece yapılan değerlendirme kurul çoğunluğunca yerinde görüldüğü ve anılan Uluslararası Sözleşmenin 13/b maddesi uyarınca ide zorunluluğu bulunmayan bir halin somut olayda gerçekleştiği anlaşıldığından, aynı hususa işaret eden direnme kararı usul ve yasaya uygun olup onanması gerekir.

Yargıtay HGK 2012/2-382 E, 2012/747 K, 07.11.2012 T

Çocuk İstismarı ve Aile İçi Şiddet İddialarını İçeren Vakıaların Varlığı Halinde İade Talebinin Reddi (Lahey Sözleşmesi 13/1 – (c) Maddesi)

Mutad yerleşim yerinde, çocuğun fiziksel veya cinsel istismarı veya aile içi şiddet vakıasının varlığı halinde, iade talebi reddedilebilir.

Çocuğun Geri Dönmek İstememesi Halinde İade Talebinin Reddi (Lahey Sözleşmesi 13/2)

Çocuğun kendini ifade edebileceği bir yaşta olması durumunda, mutad yerleşim yerine dönmek istemediği tespit edilirse, iade talebi reddedilebilir. Bu maddeye dayalı olarak iade talebinin reddi kararlarında ayrıca Çocuk Haklarının Kullanılmasına ilişkin Avrupa Sözleşmesi hükümlerine de atıfta bulunulmuştur.

“Çocuk Haklarının Kullanılmasına İlişkin Avrupa Sözleşmesinde de, çocukların kendilerini ilgilendiren davalarda görüşlerini ifade etme hakkını güvence altına almıştır. Bu Sözleşmenin 3. ve 6. maddelerinde yeterli idrak gücüne sahip olduğu iç hukuk tarafından kabul edilen bir çocuğa, adli merci önünde kendisini ilgilendiren davalarda, görüşünü ifade etme hakkı tanınmış, dahası adli merciin, çocuğun yüksek çıkarına açıkça ters düşmedikçe, ifade ettiği görüşe gereken önemi vereceğini hükme bağlamıştır.

1980 tarihli La Haye Sözleşmesi de, 13. maddesinin (2) fıkrası; bu hükümlere uygun olarak; iade talebini karara bağlayacak olan adli veya idari makamın, çocuğun geri dönmek istemediğini ve görüşünün göz önünde bulundurulmasının uygun olacağı bir yaşa ve olgunluğa erişmiş bulunduğunu gözlerse, iade isteğini reddedebileceğini belirtmiştir. 1980 tarihli La Haye Sözleşmesine göre iadesi talep edilen çocuklardan O.27.04.1996, G. ise 20.12.1999 doğumlu olup, Türkiye ‘ye getirildikleri tarih itibarıyla 14 ve 11 yaşındadırlar.

Her ikisi de yaşları itibarıyla görüşlerini ebeveynlerinden bağımsız olarak oluşturma yeteneğine sahiptirler. Çocukların her ikisi de, mahkemece dinlenmişler ve uzmana da görüşlerini ifade etmişlerdir. Beyanlarında “geri dönmek istemediklerini, Türkiye’de anneleriyle birlikte kalmak istediklerini” ifade etmişlerdir. Çocukların ifade ettikleri bu görüşlerinin onların üstün menfaatine aykırı düştüğü, çıkarlarına hizmet etmeyeceği yönünde dosyada ciddi delil ve olgular bulunmamaktadır. Öyleyse Sözleşmenin 13. maddesinin (2.) fıkrası uyarınca iade isteğinin reddine karar verilmesi gerekir.”

Yargıtay HGK 2013/2-1772 E, 2013/1557 K, 13.11.2013 T

Uluslararası velayet ve çocuk iadesi davalarında çocuğun tercih ve iradesinin önemi hakkında Velayet Davalarında Çocuğun İstek ve İradesi başlıklı yazımızı inceleyebilirsiniz.

Uluslararası Velayet Davaları

Uluslararası velayet davası avukatı desteği, velayet hakkının ihlali, uluslararası çocuk kaçırma ve çocuk İadesi, ortak velayet, yurtdışında boşanma ve tanıma tenfiz gibi uluslararası hukuk davaları için avukatlık ofisimize ulaşabilirsiniz.

AvukatReyhan KAYIŞLI ARSLANBUĞA
Telefon0324 503 44 52 – 0532 601 48 61
Türkiye Barolar Birliği SicilTBB : 64285 Sicil – Mersin Barosu: 4264 Sicil
Adresİhsaniye Mh. 4903 Sk. No: 20 Güneş Plaza Kat: 1 D: 4 Akdeniz / MERSİN
Uluslararası Hukuk ve Velayet Avukatı Bilgileri
Mutad mesken ne demektir?

Mutad mesken, çocuğun yaşamının büyük bölümünün geçtiği, sosyal çevresinin bulunduğu, diline ve kültürüne alışkın olduğu yerleşim yerini ifade eder. Bu kavram Lahey Sözleşmesi’nde önemli yer tutar. Sözleşmeye taraf ülkeler arasında, mutad yerleşim yerinden çıkarılarak başka bir ülkede alıkonulan çocuğun mutad meskenine iadesi istenebilir.

Uluslararası çocuk iadesi talebi reddedilir mi?

Uluslararası çocuk iadesi talebinin reddine neden olabilecek haller Lahey Sözleşmesi’nde düzenlenmiştir. İstisna hükümleri olan bu hallerin varlığında iade talep edilen ülke, talebi reddedebilir.

Çocuk iadesi talebi zamanaşımı süresi nedir?

Uluslararası çocuk iadesi talebi için herhangi bir zamanaşımı süresi yoktur. Ancak Lahey Sözleşmesi’nde, çocuğun mutad yerleşim yerinden ayrılmasından itibaren bir yıl içerisinde başvuru yapılmamışsa, talepte bulunulan ülkeye, bu süre geçtikten sonra yapılan başvuruyu reddetme imkanı tanınmıştır. (m.12/2)

Uluslararası hukuk, aile hukuku, miras hukuku, iş hukuku, ceza hukuku, idare hukuku, bilişim ve internet hukuku, sağlık hukuku ve Mersin avukat çalışma alanlarımıza buradan ulaşabilirsiniz.

Uluslararası Çocuk İadesi Talebinin Reddi” hakkında 2 yorum

  1. Sevgili Reyhan Kayişli Arslanbuğa , uluslar arasi çocuk kaçirma davasinda avukatim oldu kendisine zaman olarak geç kalmama rağmen , üç gün cevap süremiz içerisinde muntazam bir cevap dilekçesi ile hazirlandi ve geçen hafta ilk duruşma günümüzde oglumun Almanya’ya iadesinin reddi karari verildi . Kendisine sicak kanliliği , özellikle çalişkanliği ve ciddi çalişma prensibinden dolayi cok teşekkür ederim . Türkiye’de tavsiye edecegim harika bir avukattir. İyi ki Reyhan hanim olmuş diyeceksiniz emin olun ..başarilariniz daim olsun ,sağlik sihhat diliyorum iyi ki varsiniz , iyi ki sizi bulmuşum…sonsuz teşekkürler ..

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön