Mersin, İhsaniye Mh. 4903 Sk. No: 20 Kat: 1 D: 4 Akdeniz  
Gsm : 0532-601-48-61 / Tel: 0324-503-44-52

Gabin ve Hile ile Tapu iptal ve tescil

Gabin – Aşırı Yararlanma

Gabin (aşırı yararlanma) Borçlar Kanunu 28. Maddesinde, sözleşme serbestisinin istinası olarak düzenlenmiştir.

Sözleşme Özgürlüğü ve Sınırları

Borçlar hukukunda kabul edilen genel ilke sözleşme serbestisidir. Bu ilke uyarınca kişiler, aralarındaki sözleşme içeriğini kanunda öngörülen sınırlar içerisinde serbestçe belirleyebilirler. Sözleşme hükümlerini istedikleri şekilde oluşturabilir, karşılıklı olarak istedikleri borcu yüklenebilirler. BK. 27. Maddesine göre;

  • kanunun emredici hükümlerine,
  • ahlaka,
  • kamu düzenine,
  • kişilik haklarına aykırı veya
  • konusu imkânsız olan sözleşmeler kesin olarak hükümsüzdür.

Sözleşmenin bir kısmının bu nedenlerle hükümsüz olması, tüm sözleşmeyi hükümsüz hale getirmez. Ancak, hükümsüz kalan kısımlar sözleşmenin temellerini oluşturuyorsa, yani bu hükümler olmaksızın sözleşmenin yapılmayacağı açıkça anlaşılıyorsa, sözleşme tamamen hükümsüz olur.

Aşırı Yararlanmanın Unsurları

Bir sözleşmede karşılıklı edimler arasında açık bir oransızlık varsa, bu oransızlık, zarar görenin zor durumda kalmasından veya düşüncesizliğinden ya da deneyimsizliğinden yararlanılmak suretiyle gerçekleştirildiği takdirde, zarar gören, durumun özelliğine göre ya sözleşme ile bağlı olmadığını diğer tarafa bildirerek ediminin geri verilmesini ya da sözleşmeye bağlı kalarak edimler arasındaki oransızlığın giderilmesini isteyebilir.

(Borçlar Kanunu m. 28)

Gabinin oluşması için;

  • Edimler arasında açık orantısızlık bulunması
  • Bu orantısızlık, taraflardan birinin zor durumda kalmasından, düşüncesizliğinden ya da deneyimsizliğinden kaynaklanmalı,
  • Diğer taraf, zarar gören tarafın bu halinden yararlanmış olmalıdır.

Aşırı yararlanma durumundan söz edebilmek için edimler arasında açık orantısızlık bulunması objektif kriterdir. Ancak tek başına yeterli değildir. Örneğin bir kimsenin, taşınmazını kendi serbest iradesi ile rayiç bedelinin altında satması, gabin durumunu yaratmaz. Aşırı orantısızlığın, taraflarından birisinin zor durumda veya tecrübesiz olmasından kaynaklanması ve aynı zamanda diğer tarafın da bundan faydalanma amacı taşıması gerekir. Kanun, orantısız kazanımda bulunan tarafta, yararlanma kastı şeklinde kötü niyet aramaktadır.

Tapu İptali Davalarında

Mersin Gayrimenkul Hukuku Avukatı Desteği için

Gabin (Aşırı Yararlanma) Hakkında Yargıtay Kararları

Aşırı yararlanmadan ( gabinden ) söz edilebilmesi, objektif unsur olan edimler arasındaki aşırı oransızlık yanında, bir tarafın darda kalma, tecrübesizlik, düşüncesizlik ( hafiflik ) hallerinin bulunması, diğer yanın ise yararlanmak, sömürmek kastını taşıması biçiminde iki sübjektif unsurun dahi gerçekleşmesine bağlıdır…. Hemen belirtmek gerekir ki gabin davasında öncelikle edimler arasındaki, aşırı oransızlık üzerinde durulmalı, objektif unsur ispatlandığı takdirde zarar gördüğünü iddia edenin kişiliği, yaşı, sağlık durumu, toplumdaki yeri, ekonomik gücü psikolojik yapısı gibi maddi, manevi yönler yani sübjektif unsur derinliğine araştırılıp incelenmelidir.

(Yargıtay 1. H.D. 2018/2254 E, 2018/11408 K, 21.06.2018 T)

Davacı davalı hastanede kalp ameliyatı olacağı sırada ve müzayaka halinden istifade ile kendisinden bağış namı ile para alındığını oysa ameliyat giderlerinin davalı kurum tarafından Bağ-Kur’dan karşılandığını, haksız alınan bu paranın iadesini talep etmiştir. Dava konusu yapılan meblağın bağış olmadığı açıktır. Bu durumda ödenen bu paranın bağış olmadığı anlaşılmasına ve davacı da Bağ-Kur’lu olup ameliyat giderlerinin Bağ-Kur tarafından karşılanması gerektiğine göre gerçekten ameliyat için kullanılması zorunlu olan malzemelerin ameliyatta kullanılıp kullanılmadıkları, kullanılmış ise bedellerinin Bağ-Kur’dan tahsil edilip edilmediği tahsil edilmelerinin mümkün olup olmadığı ve kullanıldığı tarih itibariyle değerleri belirlenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir.

(Yargıtay 13. H.D. 1998 / 1900 E, 1998/2580 K, 19.03.1998 T)

Dava, hile ve gabin hukuksal nedenine dayalı tapu iptali tescil isteğine ilişkindir.

Bedelsizlik iddiası başlı başına resmi akte dayalı satışın geçersizliği sonucunu doğurmaz. Bedel yönünden davacının tahsil ve takip imkanlarının bulunduğu düşünülmelidir.

(Yargıtay 1. H.D. 2004/5500 E,2004/9548 K, 21.09.2004 T)

Dava, ehliyetsizlik ve gabin hukuksal nedenlerine dayalı tapu iptali-tescil isteğine ilişkindir. Davalı davacıya ait dükkanı bedelinin çok altında bir fiyata satın almıştır. Davacının akit tarihinde hukuki ehliyeti haiz bulunduğu belirlenmişse de aşırı alkol düşkünlüğü nedeniyle beyin fonksiyonlarında ve muhakeme yeteneğinde önemli ölçüde azalma meydana geldiği, davalının da davacısının kiracısı olması nedeniyle bu durumu bilebilecek konumda bulunduğu anlaşılmaktadır. Edimler arasındaki aşırı oransızlık keşfen saptanmıştır. Bunun yanında, davacının düşüncesizlik halinin tüm delillerle açıklığa kavuştuğu ve kiracısı olan davalının da davacının da bu durumundan faydalandığı gözetildiğinde “gabin”in tüm unsurlarının gerçekleştiği kabul edilmelidir.

(Yargıtay 1. H.D. 2009/1815 E, 2009/3343 K, 18.03.2009 T)

Sözleşmenin gabin nedeniyle illetli olduğunun kabulü için edim ve karşı edim arasındaki nisbetsizliğin, taraflardan birinin, diğerinin şahsında mevcut özel bir durumu bilerek, istismar etmesi, sömürmesi sonucu oluşması gerekir. Taşınmazın, aksi ispat edilemeyen akitteki satış bedeli ile keşfen saptanan gerçek bedeli arasında aşırı oransızlık bulunduğu sabittir. Bedel farkının ödendiği de kanıtlanmış değildir. Diğer taraftan, davacının akit tarihi itibariyle yaşlı, hastalıklı ve aldatılmaya müsait bir kişiliğe sahip bulunduğu, akdin tecrübesizlik ve düşüncesizliğinden kaynaklanarak gerçekleştirildiği de anlaşılmaktadır. Bu durumda, temliki işlemde gabinin objektif ve sübjektif unsurlarının bulunduğu kabul edilmelidir.

(Yargıtay 1. H.D. 2005/2774 E, 2005/3520 K, 24.03.2005 T)

Dava, deprem ve yanardağ ek klozlu sigortalı dersanenin depremde uğradığı zarardan, gabin sonucu düşük ödeme yapılması nedeniyle geriye kalan miktarın tahsili talebine ilişkindir. Mahkemece, davacının dersane işleten bir tacir olduğu, meydana gelen depremin 7.4 şiddetinde olması sebebiyle büyük hasara yol açtığı, davacının elde ettiği sürekli ve düzenli geliri deprem neticesinde bir anda kaybettiği, bankalarla olan kredi ilişkisi nedeniyle sıkıtı içine girdiği, psikolojik ve iktisadi müzayaka içine düştüğü, BK.nun 21 nci maddesindeki gabin olgusunun gerçekleştiği, poliçe üzerindeki %0 koasürans ve %0 tenzili muafiyetin deprem ve yanardağ püskürmesi ek klozunda da geçerli olması gerektiği, bunların sehven yazıldığı savunmasının geçerli sayılmayacağı, iş ve kira kaybının poliçe kapsamında olduğu gerekçesiyle, davacının gabin iddiasının kabulü ile ibranamenin iptaline, ( 41.412.000.000 ) liranın davalıdan tahsiline ilişkin hükümde isabetsizlik yoktur.

(Yargıtay 11. H.D. 2002/4990 E, 2002/6559 K, 25.06.2002 K)

Olayda davacı, karısının borçlu olduğunu ileri sürmüştür. Satıştan önceki dönemde; sözü geçen borcun miktarı ile mahiyeti, muacceliyet durumu ve davacı ile karısının ödeme olanakları yani parasal güçleri incelenmemiş, yüzeyde kalan ve çok yetersiz bulunan bir soruşturma sonunda dava reddedilmiştir.

Eşe ait olan borç, şartları varsa koca için bir müzayaka nedeni olabilir. Normal evlilik, dar zamanlarda eşlerin birbirlerine yardımcı olmalarını zorunlu kılar. Eşlerden biri alacaklının takibi dolayısıyla korkulu rüya görürken ötekinin rahat uyuduğu düşünülemez. Kısaca, evlilikte, taraflardan birinin müzayaka içinde olması, ötekinin de müzayaka halinde bulunduğunun kabulü gerekir.

(Yargıtay 1. H.D. 1973/10284 E, 1974 /8745 K, 21.11.1974 T)

Gabin sebebinin kabul edilebilmesi için müzayaka ( darda kalma ), hiffet ( toyluk ) ve tecrübesizlik ( deneyimsizlik ) içinde bulunan bir kimsenin durumundan yararlanmak suretiyle ivazlar arasında açık bir nispetsizlik bulunan bir sözleşmenin yapılmış olduğunun, başka bir deyişle subjektif ve objektif unsurların birlikte gerçekleşmiş olduğunun kanıtlanması gereklidir. Öte yandan gabin iddiası her türlü delil ile kanıtlanabilir.

(Yargıtay 14. H.D. 2002/1503 E, 2002/3131 K, 24.04.2000 T)

Günümüzün sosyal anlayışı toplumda güçsüz olanın güçlüye karşı belirli ölçüler içinde korunması doğrultusundadır. B.K. nun 21. maddesinde yer alan “gabin” müessesesinde yukarda belirtilen anlayışla sıkı bir uyum halindedir.

(Yargıtay 1. H.D. 1978/13268 E, 1979/999 K, 30.01.1979 T)

Gabinin Sonuçları

Sözleşmeyi yaparken zor durumundan, düşüncesizliğinden veya tecrübesizliğinden faydalanılan kişi, bu durumun ortadan kalkması veya faydalanmanın farkına varması halinde;

  • Karşı tarafa sözleşme ile bağlı olmadığını bildirerek yerine getirdiği edimin kendisine iadesini veya
  • Sözleşmeyle bağlı kalıp, edimler arasındaki orantısızlığın giderilmesini talep edebilir.

Zarara uğrayan kişi, sözleşme gereği diğer tarafa bir ödemede bulunmuşsa bunun kendisine iadesini isteyebilir. Bir taşınmaz devri gerçekleşmişse gabin nedeniyle tapu iptal ve tescil talep edebilir. Teslim ettiği taşınır malın kendisine iadesini isteyebilir. Ya da sözleşmeye bağlı kalarak, edimler arasındaki orantısızlığın giderilmesi için tazminat talebinde bulunabilir.

Gabinin varlığı zarar görene sözleşme tarihinden itibaren 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde sözleşme ile bağlı olmadığını bildirerek, iptal davası açıp iddiasını her türlü deliller kanıtlama ve verdiğini geri isteme hakkı verir.

(Yargıtay 17. H.D. 2005/2912 E, 2005/2851 K, 24.03.2005 T)

Gabin Davası Açma Süresi

Kanun aşırı yararlanma nedeniyle açılacak davalar için bir süre sınırı getirmiştir. Buna göre gabin durumunda zarar gören kişi haklarını;

  • düşüncesizlik veya deneyimsizliğini öğrendiği;
  • zor durumda kalmada ise bu durumun ortadan kalktığı tarihten başlayarak
  • bir yıl ve her hâlde sözleşmenin kurulduğu tarihten başlayarak beş yıl içinde kullanabilir.

Gabine dayalı dava açma süresi, zor durumun ortadan kalkması veya düşüncesizlik ve deneyimsizliğinin farkına varmadan itibaren bir yıldır. Sözleşme tarihi üzerinden beş yıl geçmesi ile bu hak düşer. Yani taraf, aşırı yararlanmayı, sözleşme tarihinin üzerinden beş yıldan daha uzun bir zaman geçtikten sonra öğrenirse, kanunun tanıdığı hakları kullanamaz.

Davacı vasisi tarafından açılan eldeki davada 15 parsel sayılı taşınmazın 21.1.1998 tarihinde F.Ç. ‘ye yapılan temlikin geçersiz bulunduğu ileri sürülmüş, ancak dosya içerisindeki Adli Tıp 4. İhtisas Kurulunca 13.6.2003 tarihinde düzenlenen rapor kapsamından, akit tarihi itibariyle mahcurun ehliyetli olduğu saptanmak; ayrıca gabin iddiası yönünden de Borçlar Kanununun 21. maddesinde de öngörülen sürenin geçirildiği belirlenerek davanın reddine karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur.

(Yargıtay 1. H.D. 2004/3394 E, 2004/3816 K, 05.04.2004 K)
Gabin ne demektir?

Gabin, kısaca aşırı yararlanma anlamına gelir. Borçlar Kanunundaki şartları varsa, gabin, resmi işlemin iptaline yol açacak bir hukuki durumdur.

Gabin davasının şartları nelerdir?

Gabin durumunun kabul edilebilmesi için; işlemin taraflarından birisinin tasarruf sırasında maddi olarak zor durumda veya bilgisiz ve tecrübesiz olması gerekir. Ancak tek başına bu şart yetmez. Sözleşmenin diğer tarafının bu zor durum veya tecrübesizlikten faydalanmış olması ve edimler arasında aşırı orantısızlık bulunması gerekir. Örneğin devir tarihinde rayiç değeri 300 bin TL olan bir evin 50 bin TL bedelle satılmış olması gibi.

Gabin durumunda tapu iptali olur mu?

Tapu devrine neden olan işlem sırasında gabin durumu varsa devrin iptali mümkündür. Bunun için tapu iptal ve tescil davası açılması gerekir.

Tapu iptal ve tescil, ortaklığın giderilmesi ve kira sözleşmelerinden kaynaklanan davalarda Mersin gayrimenkul avukatı desteği için avukatlık büromuzla iletişime geçebilirsiniz. Tüm uzmanlık alanlarımıza buradan ulaşabilirsiniz.

Mersin hukuk bürosu çalışma prensiplerimiz ve hakkımızdaki bilgilere buradan ulaşabilirsiniz.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön