Mersin, İhsaniye Mh. 4903 Sk. No: 20 Kat: 1 D: 4 Akdeniz  
Gsm : 0532-601-48-61 / Tel: 0324-503-44-52

Nüfus davası uzman avukat

Nesebin Veya Nüfus Kaydının Düzeltilmesi

Soybağı davaları ile nüfus kaydının düzeltilmesi niteliğindeki davalar farklı usullere tabidir.

Yanlış oluşturulan nüfus kaydının düzeltilmesi, çoğu zaman soybağının değişmesine de yol açar. Bu durumlarda davanın soybağının reddi mi  yoksa nüfus kaydının düzeltilmesi (nüfus tashihi) davası mı olacağı konusu tartışılabilir. Hatta birçok kez bu iki dava birbirine karıştırılır ve yanlış davanın açılması sonucunda yargılama yıllarca uzayabilir.

Soybağı Düzeltilmesi ve Nüfus Tashihi

Soybağı, çocuk ile anne ve baba arasında kurulan bağı ifade eder. Anne ile çocuk arasındaki soybağı doğum ile kurulur. Çocuğun annesi, onu doğuran kadındır. Nüfustaki anne kaydının yanlış olması durumunda, bunun düzeltilmesi için açılacak dava anneliğin tespiti davasıdır. Davanın konusu çocuğun annesi ile soybağı ilişkisinin kurulması değil, çocuğu doğuran kadının kim olduğunun tespitidir. Anneliğin tespiti, nüfus kaydının düzeltilmesi niteliğinde bir davadır.  

Çocukla baba arasındaki soybağı ise Medeni Kanun’da sayılan durumlarda kurulur. Bunlar;

  • Çocuğun annesiyle evli olma,
  • Tanıma ve
  • Babalık davasıdır.

Çocukla baba arasında soybağı kuran babalık davası veya kurulmuş olan soybağının ortadan kalkması sonucunu doğuran nesebin reddi davası, soybağı davası niteliğinde davalardır. Yine tanımanın iptali davası da soybağına ilişkin davalardandır.

Nesebin Düzeltilmesi mi Nüfus Kaydının Düzeltilmesi mi?

Bu genel açıklamadan, çocuk ile baba arasındaki soybağını etkileyecek tüm davaların soybağı davası olduğu sonucunu çıkarmak doğru olmaz. Nüfus kaydının düzeltilmesi niteliğindeki bazı davalar da soybağının değişmesine yol açabilir. Örneğin çocuğun çeşitli gerekçelerle, hem anne hem baba kaydının gerçeğe aykırı beyanla oluşturulması sıkça rastlanan bir durumdur. Mükerrer kaydın iptalinde de, mahkeme kararı ile iptal edilen kayıttaki soybağı ortadan kalkabilir. Bu iki durumda da açılacak dava, nüfus kaydının düzeltilmesi davasıdır. Çünkü bu hallerde, çocuk ile baba arasındaki soybağı, anne ile evli olma karinesi veya tanıma yoluyla kurulmamıştır. Nüfus kaydı en baştan gerçek duruma aykırı bir biçimde tutulmuştur. Bu kayıtlarda çocuğun annesi olarak görünen kişi de çocuğu doğuran kadın değildir.

Soybağı Davası
Nesebin düzeltilmesi

Davanın niteliğini belirleyen temel kriter, baba ile çocuk arasındaki soybağının ne şekilde kurulmuş olduğudur. Çocukla baba arasındaki soybağı, çocuğun annesiyle evli olma karinesiyle kurulmuşsa, bu bağ, ancak soybağının reddi davasıyla ortadan kalkabilir. Çocukla baba arasında tanıma yoluyla kurulan bağı ortadan kaldıracak dava, tanımanın iptali davası olup, soybağının düzeltilmesi niteliğinde bir davadır. Anne ile sonradan evlenme yoluyla kurulan soybağına itiraz davası da, Medeni Kanun açık hükmü gereğince  tanımanın iptali hükümlerine tabidir.

Türk Medeni Kanunu’nun 292.maddesi gereği evlilik dışında doğan çocuk, ana ve babasının birbiriyle evlenmesi halinde kendiliğinden evlilik içinde doğan çocuklara ilişkin hükümlere tabi olur. Eşler, evlilik dışında doğmuş olan ortak çocuklarını, evlenme sırasında veya evlenmeden sonra, yerleşim yerlerindeki veya evlenmenin yapıldığı yerdeki nüfus memuruna bildirmek zorundadırlar. (TMK’nin 293. md.) Ana ve babanın yasal mirasçıları ile çocuk ve Cumhuriyet Savcısı sonradan evlenme yoluyla soybağının kurulmasına itiraz edebilirler. İtiraz eden, kocanın baba olmadığını ispatla yükümlüdür. Çocuğun altsoyu da, çocuğun ölmüş veya ayırt etme gücünü sürekli olarak kaybetmiş olması halinde itiraz hakkına sahiptir. Bu tür davalarda tanımanın iptaline ilişkin hükümler kıyas yoluyla uygulanır. (TMK’nin 294. md.) Kıyas yolu ile uygulanacak olan TMK’nin tanımanın iptaline dair hak düşürücü süreyi düzenleyen 300.maddesi gereği ilgililerin dava hakkı, davacının tanımayı ve tanıyanın çocuğun babası olamayacağını öğrendiği tarihten başlayarak bir yıl ve her hâlde tanımanın üzerinden beş yıl geçmekle düşeceği düzenlenmiştir.

(Yargıtay 8. H.D 2021/547 E,  2021/4022 K,  04.05.2021 T)

Nüfus Kaydının ve Soybağının Düzeltilmesi Arasındaki Farklar

Nüfus kaydının düzeltilmesi ile soybağının düzeltilmesi davaları arasında;

  • Hak düşürücü süre
  • Dava hakkı bulunanlar
  • Kanıtlar ve
  • Görevli mahkeme konusunda farklılıklar bulunur.

Nüfus kayıtlarının doğru olarak tutulması kamu düzenini ilgilendiren bir konudur. Bunun en önemli sonucu olarak, nüfus tashihi davaları herhangi bir hak düşürücü süreye tabi değildir. Nüfus kaydının düzeltilmesi davası, tüm ilgililer tarafından her zaman açılabilir. Soybağının kurulması veya iptaline ilişkin davalar için ise kanunda hak düşürücü süreler öngörülmüştür. Bu sürelerin geçmesinden sonra açılan soybağının reddi veya babalık davası dinlenmez. Hak düşürücü süreler, taraflarca bir itiraz olmasa da mahkemece kendiliğinden gözetilir. Süresinden sonra açılan soybağı davası, usulen reddedilir.

Nüfus kaydının düzeltilmesi davasını, tüm ilgililer ve durumdan haberdar olan cumhuriyet savcısı açabilir. Soybağına ilişkin davalar ise ancak kanunda sayılan kişiler tarafından açılabilir. Kanunda sayılmayan kişilerin açtığı soybağı davaları dinlenilmez.

Nesebin reddi veya babalık davasında en önemli kanıt DNA testidir. Bu davalarda kesin kanıt niteliğinde olan bu test mutlaka yapılmalıdır. Nüfus kaydının düzeltilmesi davası ise her türlü ispatla kanıtlanabilir. Kaydın düzeltilmesine ilişkin bazı davalarda da soybağı ve mirasçılık durumu etkileneceğinden mahkemece DNA testi istenebilir. Ancak bu nitelikteki birçok dava, tanık beyanları ve başkaca belgelerle kanıtlanabilir.

Nüfus kaydının düzeltilmesi ile soybağı davaları arasındaki en önemli farklardan birisi, bu davalara bakmakla görevli mahkemelerdir. Nüfus Hizmetleri Kanunu uyarınca nüfus tashihi davalarında görevli mahkeme asliye hukuk mahkemeleridir. Soybağının kurulması veya reddi davalarında görevli mahkeme ise aile mahkemeleridir.

Mersin Aile Avukatı
Aile Hukuku Avukatı

Nüfus Kaydının Düzeltilmesi ve Soybağı Davası Ayrımına İlişkin Yargıtay Kararı

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu bir kararında, soybağının ve nüfus kaydının düzeltilmesi davaları arasındaki ayrımı, ayrıntılı olarak incelemiştir.

Davada öncelikle çözümlenmesi gereken husus, davanın soybağının veya nüfus kayıtlarının düzeltilmesi davası olup olmadığıdır. Bilindiği üzere nesep, birbirinin soyundan gelen kişiler arasındaki ilişkiyi ifade eder. Bu kavram içerisinde kan bağının yanında hukuki münasebetin de bulunması, diğer bir ifadeyle kan bağının hukuk düzeninin aradığı koşullar içerisinde oluşması zorunludur. Türk Medeni Kanunu’nun 282. maddesi uyarınca ”Çocuk ile ana arasında soybağı doğumla kurulur. Çocuk ile baba arasında soybağı, ana ile evlilik, tanıma veya hakim hükmüyle kurulur. Soybağı ayrıca evlat edinme yoluyla da kurulur.” Ayrıca kısaca af kanunları olarak nitelendirilen “Bir evlenme aktine dayanmayan birleşmelerden doğan çocukların neseplerinin düzeltilmesine” dair kanunlara göre de soybağı düzeltilebilir. ( HGK 30.01.2008 gün 2008/2-36-47 Sayılı kararından )

Çocuk ile ana arasında soybağı doğumla kendiliğinden kurulur tesisi için herhangi bir hükme gerek bulunmadığından, çocuğun annesi ile soybağı ilişkisinin kurulması değil, çocuğu doğuran kadının kim olduğunun tespiti davaya konu edilebilir.

Öte yandan, Türk Medeni Kanunu’nun 36/1. maddesine göre kişisel durum, bu amaçla tutulan resmi sicille belirlenir. Aynı Kanunun 39. ve Nüfus Hizmetleri Kanunu’nun 35/1. maddesi uyarınca ”Kesinleşmiş mahkeme hükmü olmadıkça nüfus kütüklerinin hiçbir kaydı düzeltilemez ve kayıtların anlamını ve taşıdığı bilgileri değiştirecek şerhler konulamaz. Ancak olayların aile kütüklerine tescili esnasında yapılan maddî hatalar nüfus müdürlüğünce dayanak belgesine uygun olarak düzeltilir.”

Kişisel durumlardaki değişikliklerin nüfus kaydında belirtilmesi ve doğru olmayan kayıtların değiştirilmesi ile nüfus kayıtlarının düzeltilmesi anlaşılır. Kayıt düzeltilmesi, aile kütüğüne tescil edilmiş, kaydın bir kısmının düzeltilmesi veya değiştirilmesidir. Nüfus kütüklerindeki doğru olmayan kayıtların düzeltilmesi için mahkemeden karar alınması zorunludur. İşte bu noktada, nüfus kütüğündeki hatalı kayıtlar, ilgilileri veya Cumhuriyet savcısı tarafından açılacak kayıt düzeltme davası ile gerçek durumuna uygun hale getirilebilir ki, bu dava uygulamada nüfus kaydının düzeltilmesi davası olarak adlandırılmakta olup, zamanaşımı ve hak düşürücü süreye bağlı olmayan nüfus kaydının düzeltilmesine dair davalarda, her türlü kanıta başvurulabilir ( YHGK, 11.02.1998, 2-87/77 ). Şu durumda; nüfus kaydının düzeltilmesine dair davada resmi kayıt ve belgelere başvurulabileceği gibi, tanık da dinlenebilir. Nesebin reddi davası ile kayıt düzeltme davası, sonuçları ( hane dışına çıkarmak ) bakımından benzerlik göstermekte ise de, içerik ve yargılama kuralları açısından kendi özel hükümlerine bağlıdır. Nesebin reddinde, kişisel duruma dair nüfus kaydında yer alan bilgi doğru meydana gelmiş ve kütüğe tescil edilmiş, ancak bu doğru daha sonra nesebin reddi davası ile teknik anlamda bir yanlışlığa dönüştürülmüştür. Nüfus kaydının düzeltilmesi davasında ise, gerçek durumu yansıtmayan nüfus kaydı baştan yanlış olarak kütüğe geçirilmiştir. ( HGK 30.01.2008 gün 2008/2-36-47 Sayılı kararından )

Somut olayda; davacıların iddiası, davalı …’ın amcası …. ve ….oğlu …. ….’ın çocuğu olarak nüfus idaresine yanlış ve yanıltıcı beyanda bulunarak tescil edildiğine ilişkindir. Bu yönlerden dava soybağı davası değil, nüfus kaydının düzeltilmesi davasıdır. Açıklanan sebeplerle davada görevli mahkeme 4787 Sayılı Kanun’un 4. maddesi gereğince aile mahkemesi olmayıp 5490 Sayılı Kanun’un 36. maddesi uyarınca asliye hukuk mahkemesidir. Görev kamu düzenine dair olup yargılamanın her aşamasında mahkemece kendiliğinden gözetilir.

(Yargıtay HGK 2017/18-1920 E, 2018/1432 K, 16.10.2018 T)

Mersin avukat çalışma alanlarımıza buradan ulaşabilirsiniz : Uzmanlık Alanlarımız

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön