Mersin Miras Hukuku Avukatı

Miras Hukuku

Mersin miras hukuku avukatı olarak hizmet veren hukuk ofisimiz, miras paylaşımı, mirasta tenkis, iade ve denkleştirme davası, muris muvazaası nedeniyle tapu iptal ve  tescil davası, vasiyetname hazırlama, vasiyetnamenin açılması ve tenfizi, vasiyetnameye itiraz ve vasiyetnamenin iptali gibi miras davalarında avukat olarak faaliyet yürütmektedir. Miras davalarının yanı sıra, miras taksim ve mirastan feragat sözleşmesi hazırlanması konusunda da, Mersin’de 20 yıllık avukatlık tecrübesi bulunan hukuk büromuzdan hukuki destek alabilirsiniz. 

Miras hukuku, esasen ölümden sonra sonuç doğuran işlemler olan ölüme bağlı tasarrufları ve ölenin mal varlığının mirasçıları arasındaki paylaşımını düzenleyen hukuk dalıdır.

Vasiyetname

Kural olarak herkesin kendi malvarlığı üzerinde tasarruf yetkisi vardır. Bu yetkiyi ölüme bağlı kazandırmalar yoluyla ölümden sonrası için de kullanabilir. Kişi, ölümünden sonra mal varlığının nasıl paylaşılmasını istediğini sağlığında düzenleyeceği bir vasiyetname ile belirleyebilir ve istediği kişiyi mirasçı olarak atayabilir. Yine kanunda aranan şartların varlığı halinde ıskat hükümlerine göre mirasçılarından birini mirasçılıktan çıkarabilir. Mirastan men olarak bilinen ıskat, vasiyetname yoluyla yapılır ve vasiyetname ile aynı şekil şartlarına tabidir. Iskat edilen mirasçının, vasiyetnamenin açılmasından sonra vasiyetnamenin iptali davası açma hakkı vardır.

Mirasbırakan tarafından yapılan vasiyetname iskat hükümleri taşımasa da, yasal geçerlilik şartlarını taşımıyorsa, yine mirasçılardan her biri vasiyetnamenin iptalini isteyebilir.

Vasiyetname türleri ve geçerlilik şartları Medeni Kanunda sayılmış olup, bu türler dışında yapılan vasiyetler geçersizdir.

Saklı Pay İhlali veya Mirastan Mal Kaçırma

Saklı pay ihlali nedir? Mirastan mal kaçırma ne şekilde meydana gelir?

Medeni Kanun, bazı mirasçıların miras haklarını güvence altına almış, mirasbırakanın, kendi mal varlığı üzerinde ölüme bağlı tasarruflarına bir sınırlama getirmiştir. Bazı mirasçılar ve kanunda belirlenen oranlarda miras payları için öngörülen bu güvenceye saklı pay hakkı denmektedir. Kanun yine, yasal mirasçıları ve miras payı oranlarını da düzenlemiştir.

Saklı pay sahibi her mirasçı aynı zamanda yasal mirasçıdır. Ancak tüm yasal mirasçıların saklı pay hakkı bulunmaz. Örneğin ölenin kardeşi yasal mirasçı iken, kardeşin saklı pay hakkı bulunmamaktadır.

Medeni Kanun gereğince saklı pay sahibi olan mirasçılar; altsoy (çocuk ve torunlar), anne – baba ve sağ kalan eştir.

Miras bırakanın vasiyetname ile saklı pay sahibi mirasçılarının bu haklarını ihlal etmesi durumunda, mirasçıların başvurabileceği miras hukuku davaları vardır. Bunlar mirasta tenkis, iade ve denkleştirme davalarıdır. Bu davalar için murisin mirastan mal kaçırma gibi kötü bir niyetle hareket etmiş olması şart değildir.

Murisin sağlığında terekeyi azaltma ve saklı pay sahibi bir mirasçının hakkını ihlal etme amacıyla yapmış olduğu danışıklı devirlere karşı ise muris muvazaası nedeniyle tapu iptal davası yoluna gidilebilir. Yine mirasçılardan mal kaçırma eyleminin ölünceye kadar bakma sözleşmesi ile yapılması da uygulamada sık karşılaşılan bir durumdur.

Miras paylaşımı, herhangi bir nedenle bazı mirasçılar gizlenerek yapılmış olabilir. Bu durumda, miras hakkı ihlal edilen mirasçı, ketmi verese davası açabilir.

Mirasın Reddi

Miras hukukunun mirasçılara tanıdığı haklardan birisi de mirası reddetme hakkıdır. Yasal mirasçılar, miras bırakanın ölümünden itibaren üç ay içerisinde herhangi bir sebep göstermeksizin mirasın gerçek reddi yoluna gidebilecektir. Terekenin borca batık olması durumunda ise bu üç aylık süreye tabi olmaksızın, mirasın hükmen reddi mümkün olabilecektir. Terekenin borca batık olması, murisin alacaklılarının yapacağı takip veya açacakları davada itiraz olarak ileri sürülebileceği gibi, mirasçı da açacağı bir davayla mirasın hükmen reddinin tespitini isteyebilir. Mirasın gerçek reddi için terekenin borca batık olması şartı aranmaz. Miras, kanunda belirtilen süre içerisinde gerekçe gösterilmeden reddedilebilir.

Terekenin Tespiti ve Miras Paylaşımı

Tereke tespiti, miras paylaşımı için önemlidir.

Tereke, ölen kişinin ölüm tarihindeki aktif ve pasif malvarlığı değerlerinin tamamını ifade eder. Aktif malvarlığı, muris adına kayıtlı taşınır ve taşınmaz malları, banka hesapları veya başka yerlerde bulunan nakitleri, hisse senetleri gibi değerleri ve alacak haklarının bütünüdür. Pasif malvarlığı ise mirasbırakanın borçlarını ve ölüm tarihinden önce devretmiş olduğu malvarlığı değerleridir.

Mirasçılar, terekedeki tüm malvarlığı bilgisine sahip olmayabilirler. Bu durumda terekenin tespiti davası ile mirasbırakanın tüm malvarlığının araştırılması mümkündür. Terekenin tespitinden sonra miras paylaşımı iradi (mirasçılar arasında sözleşme ile) veya yine mahkeme kararı ile yapılabilir.

Mersin Miras Avukatı

Mersin avukat ve arabuluculuk bürosu olarak, miras davaları olarak bilinen davalarda çalışma yürütmekteyiz. Mersin miras avukatı çalışma alanında çok sayıda vasiyetname ve miras sözleşmesi pratiğimiz olmuştur. Bununla birlikte miras paylaşımı ve saklı pay ihlalinden kaynaklanan, muris muvazaası, tenkis, vasiyetnamenin iptali, ketmi verese gibi bir çok uyuşmazlıkta miras davası tecrübemiz bulunmaktadır.

Miras hukukundan kaynaklanan davalar, teknik hukuk ve usul bilgisi gerektiren davalardır. Bu nedenle miras hakkının korunması için bu alandaki davalarda iyi bir miras avukatı desteği şarttır. Aksi halde telafisi imkansız hak kayıplarının yaşanması kaçınılmazdır.

Hukuki danışma ve dava takibi için Mersin miras avukatı arayışı için avukatlık büromuzla iletişime geçebilirsiniz.

Tüm faaliyet alanlarımıza buradan ulaşabilirsiniz: Mersin – Avukat Uzmanlık Alanlarımız

Mersin Avukat Yorumları

Müvekkillerimizin, aldıkları Mersin en iyi miras avukatı hizmetleri konusunda yorum ve tavsiyelerini inceleyebilirsiniz.